Canözüm...
Sen vardın hep düşlerimde
Doğarken yazıldın alnıma
Beklediğimdin...
Özlediğim...
Susadığım...
Canözüm...
Kaç defa yırttım kimliklerim
Kaç köşe başından döndüm
Kaç kurşun yedim sırtımdan
Kaç bedenle seviştim hayalinle canözüm
Acılarla yoğruldu yüreğim
Sürmedi yalanı yüzüne
Gelecektin biliyorum
Hamdı... Pişti... Yandı ciğerim
Küllerimden sana doğdum canözüm
Yakınımdın uzağım sandığım
Yaslanıp bağrına melek uykularına daldığım
Hasretleri ellerinde boğduğum
Şu anım yarınım
Sevdayı yazanım canözüm
Sevgi değil bunun adı
Sevmekten öte yok karşılığı
Bize de bu yakışırdı
Aşk dediğin sonsuz olmalı
Ruhuma seni sardım canözüm
Ah... Gönlüm hiç bu kadar sevmedi
Sevdanın harına yanmadı
Sen gibi kimselere bakmadı
Geldin ya... Tüm yaşananlara değdi
Çalsın artık ecel kapımı
Geldin ya... Canözüm
Gülücükler sarar dudakları
Korkum yok ölüm sonrası
Sen varsın... Canözüm
Ebedi huzurumun dergahı
getirirken düşlerini bana, kanamasın kalbinde yediverenler, güneşe doy, buz kesmesin vücudun, ellerin yetim kalmasın kollarıma...... inan; bendeki sen, ........bu değilsin.........
Herkes sevdiğini sanar, acısına yanar. Ama kaçı cehennem ateşine razıdır? Kaçı bu ateşte seve seve yanar? Yandıkça olgunlaşır insan, küllerinden yeniden doğar. Aşk nedir? Maşuk kimdir? Aşık yandıkça anlar. Kutluyorum öğretmenim. Doyumsuz dizeleriniz için gönülden teşekkürler. Keyif aldım okudukça. Nice paylaşımlara...