Çay Boyu Yalnızlık
Uzun servi ağaçları düşüncemi delip geçiyor
Bütün gökyüzü sağanak halinde
Düşüyor rengarenk boyanmış
Yalnızlık çeken sandalyelere
Şöyle semiz bir keçi bulmalı
Devretmek için günahlarımı
Şehrimi izliyorum
Bir bardak çayın silüeti düşüyor masama
Ilık yaz akşamında
Kıyama durmuş dedikodu karşı sohbette
Ah o Neriman hep o çıban başı Neriman
Gül ağacının dibine düşmüş
Gün ışığı bir lamba , yarı loş
Kahpe gönül gençliğine tutkulu
Düşünceler sarhoş
Bir bulabilsem kendimi
Ah şu yaz akşamları ah seni gidi Neriman
Garsonun bakışı alır beni
Yorgun akşamlarda başını yasladığın
Omzumun nefesi daralır
Özlemek zor
Özlemek nasırlı bir parmak ucu
Bastıkça hatırlatır kendini
Bastıkça batar bir batağa
Keşkelerin acıklı hikayesi
Dalıp giden düşüncelerin arasında
Garsonun sesi " Abi alır mısın bir daha"
Alabilsem keşke
Bırakır mıyım bir daha
Vallahi Neriman'ında suçu yok
Beşinci bardak çay
Ben beni dinlerken bunalmışım
Al oğlum hesabı
Rahat bırakın Neriman'ı
'çay' eş anlamlı iki anlamı ile beraber kullanılması bir sayıya üs vermek gibi olmuş, anlamın çokluğu olarak . Kutlarım, kaleminize sağlık.