Cennete Ulaşmak (1)
Kararmışsa ışıkları bir kentin,
Ve karartma gecelerine tutsak edilmişse yürekler,
Bir sokak lambası ışığının etrafında,
Cılız kelebeklerin kaderine mahkûmsa sevdalar;
Ölüm yakın demektir...
Gitmek vaktidir;
Toparlanalım dostlar...
Kalmak acizlerin münferit çaresizliğidir...
Ve her çaresizlik bir hiçliğin emaresidir...
Ölüm gülümsüyorken bitap çehresiyle;
Gidelim...
Cennet tasvir edilmişken hâlihazırda;
Babil'in Asma Bahçeleri suretinde...
Haydi!
Cennete gidelim...
Mumlar yakalım önce tanrılara,
Seyre dalarken ikonaları,
Bir veda başlangıcında...
İspatlayamadığımız varlığımız için yas tutarken;
Kangren olmuş sevdalar için de akıtalım bir kaç damla yaş...
Ve burada yitirdiğimiz benliğimizi,
İdealar dünyasında arayalım artık...
Sonra gidelim ardımıza bakmadan...
Mısır çöllerine,
Ve Keops Piramidi suretindeki cennete...
Haydi!
Toparlanın!
Hayallerim,duygularım ve kimliksiz düşlerim...
Dilde (belli/belirsiz) bir beste mırıldanırken;
Üstelik buselik (makamında) ve sefilce...
Bir Anka kuşunun ışıldayan kanatlarında;
Ve bir serçenin titreyen bedeninde ararken aşkı,
Gidelim Artemis'in o eşsiz tapınağı suretindeki cennete...
Öksüz bir dokunuştu hayat tene...
Bir ananın sıcacık rahminde doğup,
Kara toprağın o soğuk bağrında son bulan...
Ve hepimiz birer krizantemdik hayatın bahçesinde;
Bağban kopardı yaprağımızı,
Harap olduk, derildik...
Yani bize yaşam şansı verilmedi...
İşte bu yüzden gitmek zamanıdır,
Hindistan'a Taç Mahal suretindeki cennete...
Nar-ı cehennem (yakmasın) saçlarımızı,
Buzdan urbalarımızı çekelim üstümüze...
Ve bırakalım yanıp kavrulsun dünya;
Tekil acılar içerisinde...
Hayallerim, duygularım ve kimliksiz düşlerim...
Biz gidelim, haydi...!
Doğduğum köylere...
Ve bir cennet suretine bürünmüş
Köy mezarlığının o çamlarla kaplı
Heybetli bahçesine...
Gitmek vaktidir,
Toparlanalım dostlar...
Kalmak acizlerin münferit çaresizliğidir...
Ve her çaresizlik bir hiçliğin emaresidir...
(11/07/2008-ANKARA) (A-Y)
Mumlar yakalım önce tanrılara, bu sözün üstüne bir sigara yakılır ama neyse. eline sağlık dost yürek
Nar-ı cehennem (yakmasın) saçlarımızı, Buzdan urbalarımızı çekelim üstümüze... Ve bırakalım yanıp kavrulsun dünya; Tekil acılar içerisinde... Hayallerim, duygularım ve kimliksiz düşlerim... Biz gidelim, haydi...! Doğduğum köylere... Ve bir cennet suretine bürünmüş Köy mezarlığının o çamlarla kaplı Heybetli bahçesine... ............. terleten bir şiirdi😅😅 tebrikler ayşem...👍👍👍👍👍 kutlarım...2,yi bekliyorum👍👍👍👍👍👍
Felsefenin ve inanın kokusu sinmiş şiirin damarına tebrikler arkadaşım👍