Çırılçıplak
şimdiki halimi
ve dilimi kirli bir gömlek gibi çıkartıp assam askıya...
sırf ben kalsam
içi fildır fıldır
tıfıl bir çocuk;
ya da usta bir ressam olarak çizsem kendimi ak bir tuvale
öyle sakıncalı bölgeleri gölgeli değil,
her yer açık
çırılçıplak...
öyle saçık olmalı ki!
ruhumu görmeli beni eski resimler müzesinde seyredenler;
yani
sakıncalı yerimi
yani
kancalı kalbimi gölgelemeden
ve oradakiler silinmeden görünmeli aşk sanatını sevenlere.
beynimin bütün kıvrımları
fikrimin bütün sokakları aydınlık bir yol olarak döşenmeli tabloya;
karmaşık gönlüme dolaşan sarmaşıkları rengârenk çizerken
yalnızlığa alışık bir yüreği de resmetmeli ince uçlu fırçalar!
başka çaresi yok!
ben beni çizmeliyim pak bir tuvale...
paletime yeni renkler dökmeliyim;
nar kanından kızılı
başaktan sarıyı
ve turuncuyu şafaktan
pembeyi dudaktan sökmeliyim...
öz renklerle
söz denginde anlatmalıyım kendimi!
bir eli alnında düşünen bir adam olarak
ya da yıkanmak için salacağa yıkılmış bir cenaze değil;
kimseye eğilmesi mümkün olmayan
kalbi hiç durmayan canlı bir heykel gibi...
öyle bir tablo çizmeliyim ki;
seyrederken beni yalnızlığı sevenler
gözleri hep kapalı olsa da
hissetmeli kalbimden akan kan izlerini...
Sanırım üç yılı aşkındır Ömer Nazmi okuyorum,belki daha fazla olmuştur.Ömer ağabey senin paletinin renk cümbüşünde ,yüreğinde her renk renksizliğe çıkıyor bence ve sende şeffaf bir renk cümbüşü var diyorum ben.Bakınca gördüğüm bu benim.Kan kızılın bile şeffaf olduğu gibi apaçık yüreğinde.Saygılarımı sunarım Usta.
Tabloya gerek kalmadan, şiir yetiyor anlatmaya. Ressam yazmış gibi. Kutluyorum.
şiir kelimeleri yerleştirmiş tuvaline, resmediyor şairini..
ve şair içselin kapısını aralıyor,
manzara, "dağılmışlığın" dört dörtlük abidesi gibi yükseliyor önümüzde..
tebrikler şairim tebrikler...
Şiir güne çok yakışmış..
Tebrik ederim efendim..
Saygımla..
Çıplaklık üstüne giydirilmiş yığınla düşünce,nasılda sımsıkı tere batmış. Çok güzel dizelerdi,hep dolu çıkıorum bu sayfadan. Kutlarım hocam.