Çocukluğumun Kavun Mevsimleri -5
bak yine ,
kavun kokusuna dadandı toprak
yine düş/tüm kavun mevsimlerine....
hani ilkbahar kırlarında papatya koparırdık
fal bakardık gümüş renkli göğün altında
şimdi güleriz de,
o zamanlar rüzgarı yalardık dilimizle...
ağzımız bir karış açık,
aklımız neredeyse bulutlarda
güneşin bize gülümsediği her köşede
ışık toplar, güneş rengi yüzükler takardık parmaklarımıza
ve akşamları senin kulağına yıldızlardan küpe...
hatırlıyorum da,
bir sabah herkes uyurken bizim evde
bir elimde limonata
diğerinde, annemin misafirlere yaptığı kurabiyeler
senin pencerenin hemen altında
rüyanı bölüyordum ya ıslıklarımla
hani senden önce uyanmıştı evdekiler
kaçıp kurtulmuştum ama
öğlene kadar seni beklemiştim o sıcakta
bir defasında
komşunun dut ağacına dalmıştık
ağzımız yüzümüz kızılca dut lekesi,
öylece yakalanmıştık yaşlı kadına
kulağımı kopardı koparacakken
annem görmüştü bizi
o halimizi kan revan...sanınca garip anam
önce kadınla kavgaya tutuşmuş
gerçeği anlayınca da
tuttuğu gibi komşudan kurtardığı kulağımdan,
bir güzel azarlamıştı hani...
ne günlerdi ama...
tütün tarlalarında kirpi kovalardık
incir toplardık dallarından...
günün birinde,
Müşerref teyzenin entarilerinden birini aşırıp ipten
giydirmiştik ya bostan korkuluklarından birine
belki o kadar kızmazdı da
yanına da kasketli,
pos bıyıklı bir korkuluk yanaştırdık ya
işte o zaman dellendi Müşerref teyze...
ne dese haklı ama
alay konu olmuştu bütün köye
yandaki korkuluk deli İsmail'e benziyor muydu sahiden
yok canım!
O'nu kızdırmak için söylemişlerdi öyle
gülerken,
gözlerin inci taneleri gibi parlıyordu
sana hiç söylemedim ama
seni öyle gördükçe,
içim bir tuhaf oluyordu...
ağzım kulaklarımda,
öylece bakakalıyordum o çilli yüzüne
şimdi dön desem,
herşeyi ardında bırakıp
döner misin maziye
keşke..!
👍güzel bir nostaljiydi tebrikler usat...👍