Çoğul Suskunluk/Tekil Ölüm

/ölürken seslenmek gerekirdi bir sızı'ya
ama,
hep sustuk.../

derin bir karanlık dehlizdi acı
senin saç diplerin sancılanırdı ben dokunmadığımda
sen dokunmadığında ellerime, parmak uçlarım...
ne zaman sensiz bir şiire heves etsem
evet biliyorum, gereksizdi tüm yazlarım
yazılarım
yazdıklarım...

-susma sen yinede, ölsek de
gitsen de...-

bir masal peyda olurdu her sabah gün'eşimde
bir kabusa gebe kalırdı her masal, gecelerde

/neden gece olurdu da, bir kara s/is çökerdi üstümüze.../

sana ömrümün şarkısını sancısız suskunluklarla söylemek isterdim
en az senin kadar kaçamak notalarla.
gözümde kalan son yaşı
mevsimlerimden kalan son yazı
son sözü, son sazı duyabilseydim eğer...

ben sana ölümsüzlüğün olurunu okumak isterdim mesela
bir rüya olurdu dilinde şiir, bilirdim
bir damla yaş büyürdü kirpiğimde
sen olurdu şiir, ben ölünce
sen ölürdün, sessizlik olurdu kalemim
ama ölünce, yazamazdım seni ben de...

/ölenler bir daha dönmez diyorlardı
gidenlerin hepsi dönüyor muydu sanki.../

dünya dönmeye devam ediyordu çığlıksız ölsekte
ve susmasam da, dönmüyordun sen
ben bilmiyordum,
neden sonra öğreniyordu insan kabullenmeyi
küçük bir çocuk gibi, aklının ermediği gitmeleri...

dönecektin sen de ölümsüz bir şiire birgün,
gözlerin özne
gözlerin acı
gözlerin şiir olacaktı...
ve neye yarayacaktı karanlık bir yaranın tekrar kanatılması
neye yarayacaktı, bir sızının birgün yeniden hatırlanması...

/giderken bir veda gerekirdi her anı'ya
ama,
hep sustuk.../

07 Eylül 2011 88 şiiri var.
Beğenenler (19)
Yorumlar (6)
  • 13 yıl önce

    ne zaman sensiz bir şiire heves etsem evet biliyorum, gereksizdi tüm yazlarım yazılarım yazdıklarım...

    susku şairin işidir,

    nedenleri yazar durur,

    niçinler yarına kalır,

    kutlarım

    sevgiyle kalın...