Cümle Kapısı
Hak baki olup
ateş düşmüşse
can evine
her şey döner
her şey yürür seninle
varır gideceği menzile
davetsiz değil
Tanrı misafirisin
hele bir çık yola
ne çarığın ayağına ağır gelir
ne de ayağın çarığına
bunca yıl seninle değil miydi?
dağ da yürür
ova da
gökyüzü yürür
bulutlar yürür
yıldızlarda
yoldaşın olur kaldır başını bak hele
kıblen odur
sen zanneder misin ki!
yol yürümez
suyun altında
suda yürür yolun üstünde
ikisi birbirine muhtaçsa
sen gibi
su da bulur gideceği yeri
toprak yürür
zikir eden ağaçlarda
ne toprak vazgeçer
ağaçtan
ne de ağaç topraktan
yürür yüreğim yürür
sen yinede aldanma
nefs-in her kelamına
peşin sıra gelen
gölgen bile
yorulmazken gideceği yere
toprak olsa da
önünden geçtiğin
kapılar yürür
dilsiz
anahtar peşi sıra yürür
önünde durduğun
ne kapı anahtarsız edebilir
ne de anahtar kapısız
nerede görülmüştür
bir anahtarın
her kilidi açtığı
kilit paslı ise
anahtar neylesin
onunda vardır bir hikmeti
içilecek bir yudum suyun
yiyebilecek bir lokma ekmeğin hangi kapıya nasipse
sen yürürsün
yol yürür
kalem yürür
kağıt yürür
"kurşun gibi ağır"
kelam da yürür dilinde
söylemeye gör
yazmaya gör
ulaşacağı yere varır senden önce
nefes dediğin
can dediğin nedir ki!
gün gelir
her şey döner özüne
geldiği yere.
.
.
.
cümle kapısında
dilime perçinlenir onca kelime
ondandır ki!
sükut-u ikrar ederim...
cümle kapısında dilime perçinlenir onca kelime ondandır ki! sükut-u ikrar ederim...👍👍 bildiğim anlamda cümle ( cezaevi ) kapısından uzak tutsun yine bizleri...
yine güzeldi yine yürek sesindi kardeşim...kutlarım