Dal Kırmaca

nasıl bir oyunsa bu, içindeki çocuklar hep
dal kırmaca oynuyorlar...





ne söylese şiir olur şimdi
çocuksu mevsim
unutulmuş binlerce neden
hazır tutulmuşken Ekim başları
hafifliyor yürüdükçe insan kalbine suskun
kandırım taşları



avucumda güngecem rüzgarı
yakın şehirden fısıldayan gölgem
seçilmiş bir saniye
kaç çiçek sonunda
böyle sarıdır gözleri umudun söyle
taş kesilir baktıkça yüzün
kalmışsan küskün yolcular şeridinde



gün kurusu takvim
bu oynama kusursuz
her şey tastamamdı oysa
kalmasaydı günahı boynuma huysuz
bu aşk /sanmam
yolcuyuz ben
ve ardım sıra düşen yelkovan



güneşi böler sesin bilirim
bilirsin ölümü /aldırma
zaman şakaklarına uçan uçurtma
epriyen bir tutam dua gülüşün
döner yaşamak parmak uçlarında
döner geriye özlenmeyen türküm



sürüyecek kanatlarını
kuşlar çıkmazında eski bahar
sesleniyorum gürlüğüne
öperken yağmuru ırmaklar
bir seviyi sermedim dudaklarına doğru
ver özgürlüğüme, yanında kal



bakışlarını çıkar içimden
nokta kadar eksileyim izinde /üzül
dumanına yükselen zehir bu şehir
yoksan içinde şiir değildir
say ki ölmüşüm...



...



"kırılacak dal kalmadı eynimde
var git yolcu
ben ki sevdaların öksüz çocuğu
aşk dediğin kehribar bir hüzün boncuğu..."

11 Ekim 2013 93 şiiri var.
Yorumlar (25)
  • 11 yıl önce

    / Teşekkürler Pelin şairim... ne mutlu ettiniz 👧👧

  • 11 yıl önce

    sürüyecek kanatlarını kuşlar çıkmazında eski bahar sesleniyorum gürlüğüne öperken yağmuru ırmaklar bir seviyi sermedim dudaklarına doğru ver özgürlüğüme, yanında kal

    Bir duygu insanı, şiir de sembolleri bu kadar iyi kullanır.Kutlarım

  • 11 yıl önce

    / Teşekkürler Emre şairim... 👧

  • 11 yıl önce

    bu şiire bir resim çizmeli gayet kahverengi ve yollara serili yapraklar olmalı sarı mı sarı. üstüne basmalı geçmeli o yaprakların, bir melodi olmalı çıtırdamaları yalnızlığa giden yolda...

    ne çok şiirdi...

  • 11 yıl önce

    sağ ol Nebiham e mi...👧👧