Dal Kırmaca
nasıl bir oyunsa bu, içindeki çocuklar hep
dal kırmaca oynuyorlar...
ne söylese şiir olur şimdi
çocuksu mevsim
unutulmuş binlerce neden
hazır tutulmuşken Ekim başları
hafifliyor yürüdükçe insan kalbine suskun
kandırım taşları
avucumda güngecem rüzgarı
yakın şehirden fısıldayan gölgem
seçilmiş bir saniye
kaç çiçek sonunda
böyle sarıdır gözleri umudun söyle
taş kesilir baktıkça yüzün
kalmışsan küskün yolcular şeridinde
gün kurusu takvim
bu oynama kusursuz
her şey tastamamdı oysa
kalmasaydı günahı boynuma huysuz
bu aşk /sanmam
yolcuyuz ben
ve ardım sıra düşen yelkovan
güneşi böler sesin bilirim
bilirsin ölümü /aldırma
zaman şakaklarına uçan uçurtma
epriyen bir tutam dua gülüşün
döner yaşamak parmak uçlarında
döner geriye özlenmeyen türküm
sürüyecek kanatlarını
kuşlar çıkmazında eski bahar
sesleniyorum gürlüğüne
öperken yağmuru ırmaklar
bir seviyi sermedim dudaklarına doğru
ver özgürlüğüme, yanında kal
bakışlarını çıkar içimden
nokta kadar eksileyim izinde /üzül
dumanına yükselen zehir bu şehir
yoksan içinde şiir değildir
say ki ölmüşüm...
...
"kırılacak dal kalmadı eynimde
var git yolcu
ben ki sevdaların öksüz çocuğu
aşk dediğin kehribar bir hüzün boncuğu..."
/Teşekkürler Mesut şairim...👧👧
ne söylese şiir olur şimdi çocuksu mevsim unutulmuş binlerce neden hazır tutulmuşken Ekim başları hafifliyor yürüdükçe insan kalbine suskun kandırım taşları 😙😙😙
Çokça şiir okudu gözlerim teşekkürler şair...👍👍
teşekkür ederim sevgili Züleyha 👧👧
Harika desem kafi midir? Değildir biliyorum...
Gerçekten çok beğendim hele [b]kandırım taşları[/b] ne güzel bir yakıştırmaydı öyle... Yürüdüğümüz yolların yalanları belki de bu...
Tebrik ve takdirimle şairem...
sorma Mete...dala budağa taktık bu ara sonbahardan mı ne 😲😎 sağ ol canım, eksik olma...👧👧