Dejavu Yaş Çığlığı
ben kendimi
kaç kere daha intihar edecektim
söyle yesu s ö y l e...
I-
'' soğuk siyah anahtar '' kafesinin içinde
'' ölü kelebeklerle '' on sekiz yaş kanamasında,
yıllar kemirgen dejavu.
göbek üstünden düşen ceninler
doğum koltuğundan uçurum kanına intihar ettiler
yetiş y e s u
intiharlarımı toprağın pıhtı ceplerinden toplayarak
azat et beni kendine
ağlayan şiirin avuç kanatlarını tutup parçaladılar
beyaz dirilişlerin vücutları rahleyi sardı
ayı kırmızıya çalıp
her yeri koyu siyahımsı irinle
yedi ülke krallığına şırıngalarla göbeğimi diktiler
II-
dikişler lanet büyüsünün görüntüsünde
kadraj sürekli aynı yere dönmekte yesu
o vakit
gündüz ölenin kalbini alıp leyle bürüdüm
bürünme dehşet bir gürültüde
siyah beyaz resimlerden çıkıyor
vücut tersliğinde başları yerde olan ucubeler
yaşımı alıp içiyorlar
ruhum o yaşta panzehirli kök tebrizi şems-i
on sekiz kırık yaş hıçkırığında üç kere kendimi
ateşin kor düğününde öldürdüm
terse yatmış bir soru işaretinde
çaprazlama viyolonselin tellerinden parmaklarımı kesip
süvari kılıç yüzleri uçurdum ağzımın dikişli dil saçlarına
ardından
göğü üç kez katlayıp yere serdiğimde
arzın çocuk melekleri karanlık çarşafın içinden düştü
cihaz kalbimin şalterini kopararak
on sekiz yaşımdan şeritin koptuğu yerdeyim
göğsümün ortası boydan boya ameliyat kesiği
hayvan bağırsağını koparıp
kadavralarımı ellerimle çıkarıp deşiyorum
göğüm kan gençliği
III-
bir çığlık uçurumun kenarında ayak bileklerimi kestim
düşlerim çalınalı çok oldu
o günlerde azrailin tırpanını bileklerime vurmuştum
kaç gün kaç hafta kaç ay kaç yıl geçti
tek tek saydım y e s u
kemirgen dejavu hücumda hâlâ kulaklarım kör
alnım kendi kendini kefene sarıyor
üç arşı on sekizle çarpıp yılan gözlü
leyl saçlı o kadını öl
beni katletmeden saçlarının kötülüğünden
tutup al içine y e s u
on sekiz yıl biteli yirmi asırla mühürlü
saçlarımın önünü kısaltıp kendimi sakladım
yüzümü çirkine boyayıp tuvalin fırçasında
babamın kızı oldum y e s u
IV-
sen farsçadan seslen
bense hiç bilinmeyen bir dilden sesleneyim
ikimiz bir bedende ölüm çiçekleriydik
soluğumda anne olamayan bir kadın sesi
sesler öbeğinde çığlıkta ruhum
ruhum prangaya isyanda
isyan bitmeden
çıkar beni y e s u
cehennem kadının göğüs günahından
kaçak on sekiz yaşım yesu
araf bir ara sokakta düşen kafatasımı
başsız siyah bir gömleğin düğmelerinden
omurga terzisinde kayıp ettim
farsça lehçenden dirilt beni yesu
gözlerinde yaşayayım ruh ikizin olarak
V-
başlangıç ve bitişi
iki sayfadan ibaret tel örgülü kronik cümleler deliliğimi
duvar dibinde parmaklarıma numaralı şiirlerle kazıdım
toprak çıldırdı içinden sıralı on sekiz yaş krizleri aktı
gök uzanıp elleriyle akanları bir nefeste içine aldı
yesu y e s u
tanrı kutsamasın sakın on sekiz yaş kent ölümümü
kutsanmadan gökten çekilsin ruh yeminim
saçlarımda biriktirdiğim yaş çığlığımı
'' soğuk bir cesetle '' örme üstüme yesu
ö r m e
elleri kınalı çocuk
Bekir Keskin'e en derin sevgi
ve saygılarımla
mayıs-ı yaş çığlığım
onüç lösev
http://www.youtube.com/watch?v=JYuRKOCZf3M
😙😙😙😙😙
😙😙😙😙😙😙
Şiirkolik ailesine ve tüm değerli şairlerim ve şairelerime en kalbi teşekkürlerimle...
Saygı ve sevgi dilerim her dem sayfaların ağlayış çığlık repliklerinde
Okuyan beğenen herkese gülümseyen çocuk kalpleri ilişe...
sen farsçadan seslen bense hiç bilinmeyen bir dilden sesleneyim ikimiz bir bedende ölüm çiçekleriydik soluğumda anne olamayan bir kadın sesi sesler öbeğinde çığlıkta ruhum ruhum prangaya isyanda isyan bitmeden çıkar beni y e s u cehennem kadının göğüs günahından
ölüm firar etmiş şiirin kanatlarından. Yüreğinize sağlık...
intihar işte böyle hayat verir bir şiire, nefesine nefes katar çığlıklar. şiir çok güzel yüreğinize, gönlünüze sağlık... 😙👍
bir dönüşü simgeleyen şiir gibi...
nereye niçin sormak bize düşmez payımızı aldık şiirin derinliğinden sıradan bir gidiş yada dönüş değil bu belkide şiirin adı bende bu hissi yarattı ama mısraların içine gizlenmiş ciddi bir dönüş sezdiriyor mısralar
şair her nereye gidiyorsan yolun açık bahtın mutluluğu kucaklasın