Bu konu tanzimat edebiyatında uzun süre tartışılmış.Edebiyatçılar yerlerini buna göre belirlemeye çalışmışlardır.Günümüzde bunu tartışmak sanırım çok doğru olmaz.Edebiyatla uğraşan elbette yapacağı çalışmanın kurallarını bilmelidir.Müzük notası bilmeden ben evrensel müzik yaptım diyemezsiniz.Diğer taraftan seçtiğiniz konular bireysel güdü ve zevklere bağlı olursa sıkıcı olursunuz.Bir süre sonra sizi kimse anlamaz.Kendinize ait anlatacak şeyleriniz biter.Kendi döngünüzde kaybolup gidersiniz.Siz yok oduğunuzda bıraktıklarınız da sizinle yok olur.Topluma karşı surumluluklarınız da olmalı.O toplum sizi yetiştirirken belli bir maliyete o topluma mal olmuşsunuzdur.Etik olarak bağlı bulunduğunuz topluma da elinizden geldiğince kültürel ürünler vermelisiniz.Yani konuyu tek yanlı düşünmek sanırım doğru olmaz.Böyle konuların zamanla gündeme gelmesi şiir adına olumlu olur sevgili dost.Hepimiz olmasak bile birileri düşünmeli.Konuya duyarlılığınız için teşkkürler size.Kaleminize sağlık.Sevgiler.😙😙😙😙😙😙😙😙
2.
Günümüzde sanatı sanat toplum içindir ya da sanat sanat içindir ayrımı yapılmalı mı bunun açılımını yapmak gerekir. Bireyi toplum belirliyorsa kültürünü, yaşayışını, ilişklerini haliyle birey kendini bile anlatsa içinde bulunduğu toplumun her türlü ilişkisini de yansıtmış olacaktır. elbette bunu şiir gibi şiir için söylüyorum. Hiçbir şeyden bahsetmeyen sadece bedenin anlatan şiir(!) bu söylediğimizin dışındadır. sanırım bu şiirde bu tür şiirlerin ironisidir.
Şiir özlemin anlatırken, açlığını söylerken, insanların ilişkilerinin bencilliğinden söz ederken toplumu anlatmış olur. Artık o ayrımı tanzimat Edebiyatı döneminde bırakmak gerekir. Tebrikler Çetin bey.
1.
Tanzimat edebiyatı döneminde başlayan bir tartışma ve gruplaşmaydı sanat toplum için ya da sanat sanat içindir anlayışı. Buna göre köşe yazımda da belirttiğim gibi içinde bulunduğu toplumun acılarını anlatan bir amaç güdülür 'S e n' i anlatan şiirde. Şiirdeki bireysel anlayışa karşı olan bu düşünce bir anlamda toplumun işsizliğine, yoksulluğuna, sömürülmesine bir karşı duruştur. buna toplumcu sanat anlayışı deniyordu.
Diğeri ise 'b e n'i anlatmaktır. Max Planck 'Modern Doğu Anlayışı ve Kuantum Teorisine Giriş ' adlı yapıtında '...kendi ' b e n'ini tüm olayların, her türlü bilginin odak noktasına koyar, onun hiç kuşku duyulmayacak kadar sağlam ve gerçek saydığı şey, sadece ve sadece kendi yaşadıklarıdır. Kendi yaşantısı dışında kalan her şey boş ve ikincildir.Bunlar akşam uykuya daldığı anda tüm dünya onunla uyur, uyandığında da onunla doğar. Dünya yaşamını sürdürmüşse onun hatırı için gizliden gizliye yapmıştır bu işi.' diyor. Sanat sanat içindir anlayışını da bu anlayış içeriyordu.
Bu konu tanzimat edebiyatında uzun süre tartışılmış.Edebiyatçılar yerlerini buna göre belirlemeye çalışmışlardır.Günümüzde bunu tartışmak sanırım çok doğru olmaz.Edebiyatla uğraşan elbette yapacağı çalışmanın kurallarını bilmelidir.Müzük notası bilmeden ben evrensel müzik yaptım diyemezsiniz.Diğer taraftan seçtiğiniz konular bireysel güdü ve zevklere bağlı olursa sıkıcı olursunuz.Bir süre sonra sizi kimse anlamaz.Kendinize ait anlatacak şeyleriniz biter.Kendi döngünüzde kaybolup gidersiniz.Siz yok oduğunuzda bıraktıklarınız da sizinle yok olur.Topluma karşı surumluluklarınız da olmalı.O toplum sizi yetiştirirken belli bir maliyete o topluma mal olmuşsunuzdur.Etik olarak bağlı bulunduğunuz topluma da elinizden geldiğince kültürel ürünler vermelisiniz.Yani konuyu tek yanlı düşünmek sanırım doğru olmaz.Böyle konuların zamanla gündeme gelmesi şiir adına olumlu olur sevgili dost.Hepimiz olmasak bile birileri düşünmeli.Konuya duyarlılığınız için teşkkürler size.Kaleminize sağlık.Sevgiler.😙😙😙😙😙😙😙😙
harika...
sevgiler.
2. Günümüzde sanatı sanat toplum içindir ya da sanat sanat içindir ayrımı yapılmalı mı bunun açılımını yapmak gerekir. Bireyi toplum belirliyorsa kültürünü, yaşayışını, ilişklerini haliyle birey kendini bile anlatsa içinde bulunduğu toplumun her türlü ilişkisini de yansıtmış olacaktır. elbette bunu şiir gibi şiir için söylüyorum. Hiçbir şeyden bahsetmeyen sadece bedenin anlatan şiir(!) bu söylediğimizin dışındadır. sanırım bu şiirde bu tür şiirlerin ironisidir.
Şiir özlemin anlatırken, açlığını söylerken, insanların ilişkilerinin bencilliğinden söz ederken toplumu anlatmış olur. Artık o ayrımı tanzimat Edebiyatı döneminde bırakmak gerekir. Tebrikler Çetin bey.
1. Tanzimat edebiyatı döneminde başlayan bir tartışma ve gruplaşmaydı sanat toplum için ya da sanat sanat içindir anlayışı. Buna göre köşe yazımda da belirttiğim gibi içinde bulunduğu toplumun acılarını anlatan bir amaç güdülür 'S e n' i anlatan şiirde. Şiirdeki bireysel anlayışa karşı olan bu düşünce bir anlamda toplumun işsizliğine, yoksulluğuna, sömürülmesine bir karşı duruştur. buna toplumcu sanat anlayışı deniyordu.
Diğeri ise 'b e n'i anlatmaktır. Max Planck 'Modern Doğu Anlayışı ve Kuantum Teorisine Giriş ' adlı yapıtında '...kendi ' b e n'ini tüm olayların, her türlü bilginin odak noktasına koyar, onun hiç kuşku duyulmayacak kadar sağlam ve gerçek saydığı şey, sadece ve sadece kendi yaşadıklarıdır. Kendi yaşantısı dışında kalan her şey boş ve ikincildir.Bunlar akşam uykuya daldığı anda tüm dünya onunla uyur, uyandığında da onunla doğar. Dünya yaşamını sürdürmüşse onun hatırı için gizliden gizliye yapmıştır bu işi.' diyor. Sanat sanat içindir anlayışını da bu anlayış içeriyordu.
%..
Etiketteki soru horoza da sorulmuş. Alınan yanıt şu: -Ben görevimi yaparım. Gerisi beni ilgilendirmez.
"Sanat sanat içindir" görüşünü azınlık savunur. Yaygın olanı "sanat halk içindir." Siz de yerinizi vurgulayarak belirtmişsiniz.
Kutluyorum.