Dikiş
Ve zamanı geldiğinde,
- Rabbin sana (kalbindekini) verecek,
seni hoşnut kılacak.." -
Duha Sûresi Ayet/5
Çocukların bayramı mutlu olsun.
Bu vesile ile şiirim,
Babama ve Deniz Pınar'a
ve Kutsal Emanetlere armağanımdır.
Ayrıca Bekir Oğul'un ve Deniz canın
Doğum günlerini de kutlar,
daha nice yeni yaşlar görmenizi dilerim.
I-
putperesleri ateşin küsmüş kendi krallığına
teslim ettiklerinde ve saatin durdurulduğu o anda
ölüler saçlarımda birikmişti
biriktirme travmasında aklımı ellerime bağlayıp sövdüm
sövme ellerime giyinmeyi unutmadığından beri
sağım solum çenesi kapanmayan avuçlarımda
alfabe tablosunda oynattığım suni sentezde
göz nefeslerinden içeri girmeye çalışan
göğercin amini
amin içimdeki v a h ş i lehçelerden idam edilen
militan çocukluğuydu
II-
embiryo oluşumunda yedi katman
kanlı mahşer çocukları
imamesi bozuk otuz iki dişim
'' kan kanla yıkanmaz '' diyor
karanlık ülkenin yenilen sübyan vaveylası
dili kesilmiş adamların lâl öpücüğünde
titreme ayini
titreyiş salıncağında gök kendini katleden
yedi ayette sunulan terazi tohumu
tohum nifak yatağına gün aşırı işlenen
abdetsiz kaçıklığı
şeytana destur
lahit gök uçurumunda takılı kaldı
ellerimin leyl parmakları
virgül kabusunda dikiş atılıp
kelimelerin kaos bekçisine
tüm yaralı yüzler
neşter kuşları ile yamalanıp dikildiler
kuşlar diyorum kuşlar wenda labirenti
III-
az önce evimin ırkçılık akıl insanlarını
katledip kendime gömdüm
asrın eteklerinden tutunup gözlerimin inşasında
tüm lirik masalları makaslayıp
yeniden kendime gömüldüm makaslanan çocuk izleriyle
başucumun düşünce çekmecelerini katlayıp
aklımın içre çığlığını hükümsüz sonla
aden koruyucusunun kucağında tutuklu bırakıp
zapt kaydı olarak kendime mühürledim
ezilen uçurum çiçekleriyle
VI-
kemikler cehenneminde
kanlı saçların arasında boğulan beni çiğneyip
içime mezarladığım tüm şiirleri
bir romanın içinde kırbaçlayıp
göğün kirpik tırnaklarına giydirdim
giyinme ölü bebeklerin ağlayışından kayboluş
dikiş atılan dudakların kahpe küllerini
arzın kavşağında rüzgar arafından üfleyip
kızların günahına saçılan ecel topraklarını
bakire kanla budayan
ağaç adamların dallarını koparıp
ruhlarını içsinler diye ruh avcılarına saldım
s a l ı ş yağmur yerine yağacak olan
kirletilen ve ölen çocuklar ülkesinin ateş krallığı
lanet yağacak saçlarınızın sırat inceliğine
gündüz yürüyenler kaldırımlara düşen kötü ruhlar ordusu
ordu dikiş organ tamircisinde deşilecek çığlık konseyi
konsey münker ve nekir gelişi
I-
ve artık güçlü değilim baba
kirpiklerimin cepleri
yastığımda boğulan
a r a f t a
uyan ey duamın meleği
dikişlerim tutmayıp
göğün söküklerinden düşüyor
lâ dergaha
dergah kayıp kimlikler ölümü
Ya Hû
ol beni ya da öl beni
Lösev
Ondördüncüyıl
Yüreğine,
gülücük kuşları konsun
Cân'ımsın.
Varlığına şükürle.
"dikiş atılan dudakların kahpe küllerini arzın kavşağında rüzgar arafından üfleyip kızların günahına saçılan ecel topraklarını bakire kanla budayan ağaç adamların dallarını koparıp ruhlarını içsinler diye ruh avcılarına saldım"
Tülay'ı okurken iki ruhlu olmaya gayret ediyorum. Bir ruhum şiiri okuyor diğeri Tülay'ı...
Bu şair ne yazıyor?
Bu şair her şiirinde toplumun kanayan yaralarını yazıyor. Yılmadan üstüne üstüne gitmeye devam ediyor.
Kullandığı her kelimeyi, her dizeyi bir daha okumalı. Ne dediğini anlayana kadar okumalı.
İşte bu dizelerde de kız çocuklarının yaşadıklarını öyle güzel anlatıyor ki! Yok sayılan kızlarımızı, 3-5 kuruşa satılan geleceklerini ve yok edilen hayatlarını...
Teşekkürler Tülay, Teşekkürler şair...
Sen babana borcunu ödemeye devam et👍
Kutlarım. 👑