Direngen

Kitapsız bir küfür düşer güne,
Gözlerin geleceğin karanlığına aşikâr
Bir bakış asar çıkarsın yüreğimden...

Susarsın.



Girilecek kapısı kalmamış bir sevdanın
Kilitlerini kırma çabası içinde olmak nafile diye düşünürsün.
İnceden mevsimi onaylayan bir yağmur başlar,

V/akitsiz baharlar düşer pencere pervazından.
Erken göçmüş kırlangıçların umutsuzluğunu duyarsın,
Tıkarsın kulaklarını çığlıklarına,
Beyhude çırpınışlarını görürsün
Çaresizliğin düşer toprağa gözlerinden;

Üzülürsün.



Ekmek ve su,
Kan ve bıçak,
Et ve tırnak...
Ayrılmaz diye belleklere kazınmış her şeyi
Kendine addedersin yokluğunda.

Yaşadığın susuzluğa kahredersin.
Islak bir mevsimden yana düşer korkuların
Özlediğin ölümdür,
Hem de en ızdıraplısından;

Beklersin.



Genç öleceğim diye geçer aklından...
?'Daha yaşayacakları vardı'' diye
Hayıflanacak dostların gelir aklına
Dostluklarından şüphe edersin.

Gece sana inat kapatır gözlerini,
Sana inat alkol koması eşiğinde kalır aklın,
Sana inat döner günler gecelere,
Sana inat akıp gider hayat;

Direnirsin.



Direnirsin umutsuzluğun paçasına yapışmış hayata.
Hükmü verilmiş suskunluktan pay biçersin
Kısa kesilmiş ömrün yazısına.
Bir çığlığın içine hapsolmuş yaşlar kurutursun yüreğinin yangınında
Tırnaklarını geçirdiğin etin düşer parça parça
G/özden düşmenin elden ayaktan düşmeye denkliğini anlarsın

Yanarsın.
Alnına söndürülemez alevlerle yazılmış yazgına...




Aralık'2009 Aydın...