Dudağımda Demi Kaldı Gecenin
Derin suları kifayetsiz yangınlardayken
Köze döndürmede ateş asi koyaklarını...
Dokuntular turlar gönül umarlarını
Delirir ten yar solumalarında
Çıkar fethe nefes oynaşmaları
Zirvelerine meydan okur dirilişler
Sarar bedeni sıtma nöbetleri
Eller ulak olur sevda öykünmelerine
Düşsel haz dalgaları vururken venüs oylumlarına
İçerler çığlık devinimler gizlerine
Doğa nefesini tutarken
Yazar mehteran eşliğinde zirve zabıtlarını
Ramak kala duraksar avazları
Ardından yankılanır çığlıklar ovadan dik yamaçlara
Erir ateş lime kaynaklarında
Geceye sayıklanırken aşk söylevleri
Nefes nefese peydahlanır duygu mealleri
Sanki diner doygu vuruşları tende
Sanki ıslah olur dere yatağında arzu
Söylenir düşünsel titremeler
Konar kanadına gönlün
Beklenmedik arzular
Uzanırken kokusuna güllerin
Tutar aklına kilit ellerimi de...
Ve ardından
bir iç çekiş sesler yüreğe
Peşi sıra düşerim yokluğuna
Dudağımda demi kalır gecenin...
Herkese bir kez daha merhaba, İzninizle Ali Özen'den başlamak istiyorum. Öncelikle zahmet buyurup şiiri okumuş olması ve kendine göre değerlendirme yapmış olmasına teşekkür ederim. Şiiri şair yazar sayfaya ekler ve şiir artık şairin olmaktan çıkar. Her okuyucu kendine göre değerlendirir ve de fikrini aksettirir. Ancak bazı okuyucular diğerlerinden farklı olmalıdırlar. Bunların başında Edebiyat öğretmenleri gelir. Onlar şiirle ilgili bir şey yazdıklarında Şair dahil o şiiri okuyan herkes tüm algılarını devreye sokmalıdır. Örneğin, Sait Açıkgöz hocam şiirde kullandığım dokuntu kelimesi için önce nazik bir şekilde beni telefonla aradı ve tam 40 dakika konuştuk. Sait bey Ankara Dil Tarih mezunu ve herkesin çok taktir ettiği bir öğretmen ve de şair... Tabii ki verdiği bilgiler ve yaptığı açıklamalardan çok yararlandım ve kendisinden bunu şiir altında da belirtmesini rica ettim. O da sağ olsun genişçe işledi konuyu. Ben de kendisine teşekkür ettim.
sn ali özen iyi yaparsın hatta bugün yaptığın belki de en iyi şey bu olacaktır... çünkü elmayla-armutu karıştıran siz oldunuz.. "yalaka" imasını yaptınız filmi kopardınız bende.ben "sezarın hakkını sezara veririm" anlaşamadığımız felsefe bu olsa gerek...
herkesten özür diliyorum bu tartımada cevap hakkını kullanma adına sayfayı kullandığım için. ama cenk için ali bey burayı seçtiği için burda kalmak zorunda kaldım.. herkesten özür dilerim ali özen bey hariç
Sema Hanımın yazdığı düşüncelere katılıyorum. Çünkü yansız olarak konuyu irdelemiş. Ama Erol Bey, için aynı şeyi söylemeyeceğim. Eğer eleştirisi varsa bu şiiri eleştirmemi eleştirsin. '' Haksızsın , yanılıyorsun''desin. Savını kanıtlasın. Başka bir şiir sitesinde, başka bir konuda ve başka bir şair için yayımladığım yazıyı alıp örnek olarak getirmesi elmayla armutu birbirine karıştırmak oluyor. Kendisine isterse eleştiri nasıl yapılır, insanı aşağılamakla, eleştiri yapmak arasındaki dağlar kadar farkı Sait Bey'den öğrenebilir. Bana bu konuda bundan sonra ne yazılırsa yazılsın, ''edep sınırlarına çıkıldığından Sema Hanım gibi yanıt vermeyeceğim. Saygı ve sevgilerimle.
karşılıklı yorumlaşmaların hoş olmayan görüntüler almasından dolayı şairden özür dileyerek yorum sayfasından ayrılıyorum..
bu nedir bu...sorarım sana ...eyyyy edep öğretmeni...hangi mantıkla bunları yazıyosun...o senin şiir dediklerin bizim luğatımızda yok ...bu ikiydi sana...daha konuşturma beni... senin yanlı-yansızlıkların bayan-erkek ayrımına mı bağlı??? bak burada bence SUS evet ben ışın beyin nesiyim????onu da söle YALAKA MI? BAK HOCA SANA BAK DİYE HİTAP EDİYORUM...BENİM BAYRAMLIK AĞZIMI AÇTIRMA ...BENİM ADIM EROL KÖKSAL..bana yalaka imasını eden dili ben SEVMEMMMMMMM
"dinime söven de müslüman olsa"