Dudağımda Demi Kaldı Gecenin

Derin suları kifayetsiz yangınlardayken
Köze döndürmede ateş asi koyaklarını...

Dokuntular turlar gönül umarlarını
Delirir ten yar solumalarında
Çıkar fethe nefes oynaşmaları
Zirvelerine meydan okur dirilişler

Sarar bedeni sıtma nöbetleri
Eller ulak olur sevda öykünmelerine
Düşsel haz dalgaları vururken venüs oylumlarına
İçerler çığlık devinimler gizlerine

Doğa nefesini tutarken
Yazar mehteran eşliğinde zirve zabıtlarını

Ramak kala duraksar avazları
Ardından yankılanır çığlıklar ovadan dik yamaçlara
Erir ateş lime kaynaklarında

Geceye sayıklanırken aşk söylevleri
Nefes nefese peydahlanır duygu mealleri


Sanki diner doygu vuruşları tende
Sanki ıslah olur dere yatağında arzu

Söylenir düşünsel titremeler
Konar kanadına gönlün
Beklenmedik arzular

Uzanırken kokusuna güllerin
Tutar aklına kilit ellerimi de...


Ve ardından
bir iç çekiş sesler yüreğe

Peşi sıra düşerim yokluğuna


Dudağımda demi kalır gecenin...

10 Ağustos 2009 262 şiiri var.
Beğenenler (42)

Henüz beğenen olmamış...

Yorumlar (157)
  • 15 yıl önce

    sn ramazan topoğlu

    iyi hoş güzel...ne de güzel iyi-kötü eleştri yaptınız...ne de iyi oldu sayenizde aydınlandık..olsun herkes fikir beyan etsin..ne güzel olur ki şiir adına hep üst üste bişeyler koyalım...ya ne güzel diyordum ramazan bey güzel güzel anlatıyoo diyordum...şimdi bu yazının sonunda "polemik" yaratacak şekilde "Ancak bu şiir, sitenin yöneticilerinden değerli şair Işın Ergüney Beyefendiye ait olmasaydı kesinlikle haftanın şiiri olarak seçilemiyeceğini de söylemek isterim." demek hem fitil ateşler tekrar hem bunu söylemek sizin gibi "akademisyen"e yakışmaz hemde tüm yazdıklarınız boşa gideceği gibi sizin silahşör olduğunuz düşünülür siz ki bu baglamda ne kadar şiir eleştirmeni olursanız olun isterseniz nobel alın ama bu kadar bu şiiri begenen varken ve bu şiiri site seçici kurulu seçmişken sizin şu son cümleleriniz tüm bu insanlara "saygısızlık hatta "siz bişiyden anlamıyosunuz şeklinde dolaylı yaptığınız bir "hakarettir" tüm yorumunuzu takdir ediyordum ama sizde ali bey gibi fitil ateşlediniz üstelik edep kimliğinizle

  • 15 yıl önce

    Kifayetsiz gönül yangını, köze dönmüş başkaldıran koyak girişinden sonra sevgi devinimleri ve coşkularını geliştiriyor şair. Şiirin harareti bir hayli arttıktan sonra da:

    Söylenir düşünsel titremeler Konar kanadına gönlün Beklenmedik arzular

    bölümü sonuca yaklaşırken şiire geç kalmış gibi duruyor. "Ardından/bir iç çekiş sesler yüreğe" dizelerinde "sesler" sözcüğü; duyulan o ses ile gönüldeki yalnızlığı giderir, seslendirir olarak kullanılmış. Sular, tütsüler, ateşler kabilinden... Fakat o dizede minik bir takılma yaratıyor o sözcük orada. Şiir sessiz okumaya daha uygun görülüyor. Okunduktan sonra akılda kalan tek dize şiirin adı diyebiliriz.

    Okumaktan ve şiirin sosyal jimnastiğini yapmaktan mutlu oldum. Ancak şunları da söylemek gerekiyor: Bu güzel, başarılı şiirin gerektiğinden fazla şairinin adından ötürü yapay biçimde abartılarak pohpohlandığını söylemekten kaçınmak istiyorum.

    Olumlu olumsuz eleştiri karsısında da sayın Ergüney'in haddini bildirmek üzere yorum sayfasında boy göstermesini pek zarif bulmuyorum.

    Ancak bu şiir, sitenin yöneticilerinden değerli şair Işın Ergüney Beyefendiye ait olmasaydı kesinlikle haftanın şiiri olarak seçilemiyeceğini de söylemek isterim.

  • 15 yıl önce

    Tendeki doygu vuruşunun bitmesi değil, dinmesi denilerek yağan yağmurla çağrışım kurulması minik ve etkil bir incelik ve de üstelik güzel. Doygu vuruşu deyimi de şairce bulunmuş verimli bir söylem. İstenildiği gibi düşünülmesinde sakıncası olmayan eylemsel bir betim. Arzunun dere yatağında ıslah olması da öyle. Gerçi arzu düzeltme, düzenleme, iyileştirme anlamındaki ,ıslah ile uslanmaz ve böyle söylenmez, arzu dindirilir ama şairin de öyle diyesi gelmiş. Doygu vuruşlarının dinmesi yerine bitmesi, arzunun ıslahı yerine dindirilmesi mekanizmaya daha uygun düşecekti. Ayrıca "dere yatağı" deyimi de biraz kolaya gelmiş de söylenmiş gibi duruyor orada. Yakışmadığı söylenemez diyeceğiz ama kuşkuluyuz.

    Şair insan bedenini söylediklerinin mekanı olarak kılmış ve başarıyla işlemiş ve hareketlendirmiş. Her dize kendi halindeliğinde iddialı görünüyor, iyi emek verildiği anlaşılıyor.Vurgulamada, dillendirmede , oluşturmada yoğun çaba harcanırken, seçilen ve sıralanan sözcük örgüsüyle, bu örgünün iç yapısı ve seçilen sözcüklerle, bölümlendirme ahenklerinin ve şiirsel coşkunun acizliği düştüğü de seziliyor.

  • 15 yıl önce

    Ateşin lime kaynaklarında eritilmesi de ilk verdiği duyduda biraz soyutluk oluşturuyor. Lime bilindiği gibi parça anlamında. Isıyla eriyen yapıştıran kaynaklar parça parçadır, durum böyleyse "lime kaynak" dolambaçlığı yerine parça kaynak demek şiirselliği azaltmazdı, yoksa limeden sonra virgül mü düşünmeliyiz, su kaynağında ateşin erimesi düşünülüyor olsaydı lime yine eğreti kalacaktı.

    Aşk söylevlerinin geceye sayıklanması gecenin demiyle birlikte çok anlamlı ve keyiflendirici biçimde insana mutluluk veriyor.

    "Geceye sayıklanırken aşk söylevleri Nefes nefese peydahlanır duygu mealleri"

    Ne hoş ikili. Ancak buradaki açıklanmış anlamı anlamındaki arapça meal sözcüğü biraz sevimsiz biçimde sırıtıyor. Kanımca şairin hedeflediği şiirselliğe uymasa bile,madem orada kafiye olacaktı, meal yerine duygu selleri, gölleri, çölleri türünden bir sözcük daha hoş düşecekti, yine de şairin tercihidir, o öyle der, okuyan da böyle not düşer.

    Sanki diner doygu vuruşları tende Sanki ıslah olur dere yatağında arzu

    Bu iki dizedeki "sanki" zarfı sanılma, farz edilme anlamıyla, iki dizede de yinelerekek yoğunlaştırma oluşturuyor görünse de olmasa da olurdu, ve kalan sözcükler daha iddialı kalırdı.

  • 15 yıl önce

    Düşsel haz dalgalarının venüs oylumlarına vururken çığlık devinimlerin gizlerini içmesi olgusunu anlatan dizelerin anlamlandırılmaya açılan kurgusunda psikolojik sözcükler kendini gösteriyor, takdir topluyor; aynı zamanda bir çırpıda akla ve gönüle sempatik gelmiyor; kendi ciddiyetindeki nekesliği düşündürüyor.

    Doğa heyecanla ve sabırla nefesini tutarken, mehteran eşliğinde zirve zabıtlarını yazıyor. Zirve zabıt demekle sanıyoruz doruktaki en güzel ve en coşkulu duyguların tutanağının yazılması kastediliyor. Coşkun sevgi anında doğanın o güzelliğe tutanağa geçirmesi hoş bir duygu ve buluş. Kahramınlık çağrışımıyle bezeyen "mehteran eşliği" ise o duyguların dokusuyla tam kucaklaşmasa bile demek ki şair uygun gördü. Duraksayan bağırtılardan sonra, yankılanan çığlığın konuk oluşu duyguların akışını kesikleştiriyor. Avaz kaba bir bağırtı, nara; çığlıkta acı bir duygu vardır. Avazdan çığlığa geçiş ovadan dik yamaçlara... Gönül dehlizinden doğaya yayılış bir bakıma senfonik burada.