Dudağının Kıvrımı
gözlerinde o deli ışık
beni mi bekler
tut ki duydu yüreğim
çılgın düşler eşliğinde adımı fısıldadığını
söz kolay olacak bu gece
saklayıp korkularımı
sorusuz cevapsız ve nedensiz
mat ve özgür
ayağıma giyip
yaşımdan büyük tutkularımı
kapını çalacak
sesimdeki yangın
yarınlık cümlelerimiz olmadan
titreterek ümitsizliği
yalnız sen diye dokunsun ellerimiz
dudağının kıvrımında şiir kalmış
ağlama sakın.
/gözlerinde o deli ışık beni mi bekler/
Şiir şairin öznelinde her ne kadar karamsar duyguları barındırsa da aslında sevgiliye ulaşma yolunda etkili bir araçtır. Çoğunlukla sen benim için şunları ifade ediyorsun demek yerine dile gelen satıralara;
/yarınlık cümlelerimiz olmadan titreterek ümitsizliği yalnız sen diye dokunsun ellerimiz/
diyerek yazar yazacaklarını. Kimi uzun anlatır kimi kısa bir cümlede belirtir sevgiliye muhtaçlığını, artık aşk aranılan keybedilmek istenmeyen kalbe haz veren bir alışkanlığa dönmüştür. "Sevmek acı çekmektir, sevmemek ölmek. Sevmek zevktir ama yanlız sevilmenin hiçbir zevki yoktur" der Aristo. Bu çabaların sonunda çıkar ortaya bir şiir. Ve şair de izler bu yüzlerce yıl önce keşfedilmiş yolu ;
/tut ki duydu yüreğim çılgın düşler eşliğinde adımı fısıldadığını/
ve böylece sıralar kendi nedenlerini aşka olan bağlılığını kanımca anlık duygu seliyle yazılmış nadide bir şiir olmuş.
Tebrik ve teşekkürlerimle Nilgün hanım.
oo muhteşem👍
..çalakalem olsun demiş duygular ama frenlemiş şaire ''dudağının kıvrımında şiir kalmış'' diyerek..tebrikler nilgün hanım...