Duraksama
Zihnimi damıttığım
Saklı kaynağın kurak sarnıcı
Sancı çeker gibi kıvranır
Bu nehrin ritmik kıvrımları
-Göğsüne yaslanıp dinledim-
Cefayla yatağında sürüklenen
-Çakıl taşı-
Uğultusundan ayırıyor
Binlerce
Kırık
Yılı
-... Ve çok yukarıda-
Gök kuşlarının susunca çırpınışları
Bir kelebeğin ince kanadında kalır gün telaşı
Yavaşça dökülür saçlarına rüzgâr
Dalgın bir karanlıkla başlar gölgelerin dansı
Uçmaya yaslı konargöçer ölgün elleriyle
Yavaşça su çeker mihmandar yüzüne
Kutsanmış bir şiirde boğuyor
-O- çakıl taşı
Es geçtiği yaşam kıyısından
Yosunlu gövdesinde biriktirdiği
Minnetiyle uyutmuş yağmuru
Kanadı kırık kuşlar saklı
Şimdi...
Kuruyan alnından tozu kalktıkça
Devrile devrile gidiyor kimsesizliğe
Hiç duraksamamış gibi...
Çarptıkça suretinden yontulan
Her parçasını yeniyor
Gidebildiğince kendinden
Hangi yana düşse
-duru-çıplak-
Kudretli acıların içinde...
kanadı kırık kuşlara öykünen şair..
çok oldu bu şiir çok..
duraksamadı gün ışımaları kelebek kanadında.. dinmedi sükut..
tebriklerimle