Düş Avcısı
I_ Giriş
-gölgesi meçhul evlerin labirentleri-
tek tek iniyorduk çapraz boğumlarla
sarmal merdivenlerin çürük trabzanları
ürkünç
tekinsiz bir paranoya
bir bir
ve tek tek iniyorduk hızla
astımlı begonyalar
arka kapıların tozlu yalınlığında
gece ormanları ürpertir içimizi
cılız, yorgun ışık
sürerken karanlığı
aydınlık enkazı dudaklarına
II_ Avcı
ölümün kayıp kıtası
ellerinin Girit'i ile katlettiği
Helene şarkıları
saydamsız
hiçbir hayali geçirmez
bakışlarının ilmiğinden
düşlerin Hades'i
büyük taklitçi
lanetli bir kara delik
-bilinçsiz-
III_ Gök Avı
çok gençti uçurtma vurulduğunda
henüz rüzgarları anlamadan
bulutlar ağır, kurşuni
elleri bağlı böğürlerinde
gök kan revan
yere yağan ayna parçaları
yağmurlar bitti
mavi tükendi
-yırtıldıkça yırtıldı derin hayallerin tuvali-
IV_ Sürek Avı
peşimizde
peşimizde
ta ki gözlerimiz uçurumlarından
itene dek düşselimizi
ta ki
varlığımızı kati sebeplere bağlayıncaya kadar
-şiir tuzu düş açıklarına
bir türkü
ardından yakılan tütsü-
V_ Sunu
alacalı gök maktul, başımız üzerinde
güneyli prangalar düşlerimiz bileklerinde
-başıbozuk kelimeler-
İyi yazıyorsun! Metin Çalışkan ... olgunlaştıkça daha da iyi yazacaksın çünkü, gözlemlerin duyguların da olgunlaşacak seninle 👍 Takdirle tebrikler...
sen çok fena bişey oldun metin... sustum🤐 şiiri sırtladım pes ettim gidiyorum👍👍👍
Her imgenin bir hikayesi vardır. Her şiir bir romana denk düşebilir. Ve siz, bu şiiri bir romansal imge tadına bürümüşsünüz.
Analiz etmek güç iş, birbirine sıkıca bağlı her kelam. Tebrikler sevgili şair, teşekkürler zihnimde bir şiirlik yer daha açtığınız için.
-II-
bir alacalı gök maktulü başımız üzerinde güneyli prangalar düşlerimiz bileklerinde
birtek düşe gönülvermiş insanlar onlar güneyli demiş şair bana göre bu imgenin işareti şehrin bunalan insanların çıkış kapısı olarak verilmiş.
-başıbozuk kelimeler- desende metin şiir işlemiş insani karmaşayı olanca çıplaklığıyla zaten 'kral çıplak' demek ençok senin kalemine yakışırdı.
Tebrik ve teşekkürlerimle.
-I- -gölgesi meçhul evlerin labirentleri-
bu dize bakınca anlıyorum insanın ne bitmez yalnızlığı olduğunu, zira betime eşya ya da meta bakışını insandan arındırmak, yalnızlığın içsel çığlığı gibi. Zaten geceye şiir olan kaybedermiş gündüzlerini oysa, bakın çoğulların hayatına onlar gündüzleri yaşıyor.
gece ormanları ürpertir içimizi cılız, yorgun ışık sürerken karanlığı aydınlık enkazı dudaklarına
ve yukarıdaki dizelere bakılınca içilen gecenin eşliğinde nasılda bağırır yalnızlığı. Kimi zaman tercihen sığındığımız limanın insanda davranışa dönüşmesi nasılda güzel anlatılmış.
saydamsız hiçbir hayali geçirmez bakışlarının ilmiğinden
sonra durmuş şair modern zamanların insan betimine herkes kalabalığın tekil artıkları der gibi. Kendi hayali peşinden koşmak adına yıllarca paralayan insanın özlemleri yansıtmış bir tarafatan acımasız hayat koşulları bir taraftan yalnızlığının özneline sığıntı hayatı