Düş Sancısı
sokakları bela sisli o şehirde,
çocukluğum pus içinde,
inkar ederek günahlarımı
ve tüm kötü alışkanlıklarımı,
koynumda resmini,
cebimde ellerimi,
ellerimde ılık sıcaklığını gezdirdim bir zaman,
başıboş
avare,
düşerdi üzerime is kokusu,
çökerdi göğsüme
gurbetin ağır efkarı
soğuğu...
safi balım
kanadı güllüm
sensiz ne çok yürüdüm,
su doldu papuçlarıma
kulaklarımı ısıtamadan avuçlarında
ömrümün kaç yılını çaldı yokluğun benden...
şimdi koy elini sol yanına
bak arkaya
kaç kış geçimiş
kaç aralık
kaç ayın ondördü,
kaçarak
gölgelerden
ve dahi
gölgemden
unuttum aynadaki silüetimi...
inatla düşlerim,
toprakta güneşi düşlerim,
saksıda baharı
bağrında mayısı
deniz üstü istanbul sesini düşlerim,
uzanıp toprağına boyunca
dizlerinin önüne düşmeliyim,
uzaklardan
seni
özlerim de özlerim...
penceremdeki saksıya her sabah izmarit ekerken, ruhumu uyuşturuyor yokluğun..
düşler..düşler..
tavanla dost, an'la düşman..
sevgili dostum; sen çok iyi yazıyorsun..
eyvallah..
oldukça saygın bir duruş var sevgiliye, okuyucuya hatta şiire...
şiir son derece berrak ve özel...
bense güne bu şiirle başladım, şimdi güzel ve dirençli geçmesi umudundayım.
içten tebrik ve teşekkürümle şairim,
Şairin düş sancısı olarak yansıttıkları gerçek olsa gerek. Sevdiğinden uzakta olduğundan, özlemi artmış giderek. Hüzünlü, güzel anlatım. Kutluyorum.
sensiz ne çok yürüdüm, su doldu papuçlarıma kulaklarımı ısıtamadan avuçlarında ömrümün kaç yılını çaldı yokluğun benden...
içime indi resul.... bu nasıl hasret?
tebriğim çookkkkkkkkkkkkkkkkk👍👍👍
çok içten..