Düş yüzünde Her Zamanki O Gülümseme
Ve sonsuzluk dolambacında,
Yalnızlıklar dolaşıyor,
Yalnız sokaklarında şehrin.
Adı yok sokağın.
Ne caddenin.
Ne de şehrin.
Başıboş dolaşıyor ölü ruhlar.
Evlerini arıyorlar,
Olmayanları,
Sadece anımsıyorlar.
Dolduruyor boşluğunu her saatin,her dakikanın;
Kahkakamsı ağlamalar.
Kime ait belli değil.
Ve gözyaşları boşluğa yağıyor.
Islak ruhlar daha az yalnız,
Sarılıyorlar yağmura.
Öpüyorlar gözlerinden,
Eskileri,
Eskimiş tanıdıkları.
Adı eski olan anıları.
Öpüyorlar gözlerinden.
Herkes bilmiyor sanki.
Her öpüş ayrılıktır.
Her öpüş gözlerden,
Ayrılığın belki de öbür adıdır!..
Bilmiyorlar.
Kanayan yaralarla üşüyorlar bir kez daha.
zaten çoktan buz tutmuş yürekleri işte orada.
Yok pahasına ağıt yakıp duruyorlar.
Yalnızlıklar daha bir yalnız,
Saatler daha bir geç
Kuşlar ötüşür bahçelerde
Ben yalnız,ben serkeş.
Serseriliğimin sarhoşluğunda boğulurum.
Boğulurum tek damlasında okyanusların,
Mavi hüzünler doğururum
Mavi boşluklara düşerim
Düşerim hep;sabaha dek....
Sabahlar;
Ömürler,ömrün demek,
Demek beni seviyorsun demek.
Yaşamın kıyısında ölüm;
Ölüm,
Çağrışımlar,çalkantılar.
Yalnız keçi boynuzları,
Çekirgeli bahçeler,
Havanın serine dönüşü,
Gecenin aylı günlere.
Öte yandan değişen mevsimler var yüzünde
O kadının gözlerinde güz ve hüzün
Ve bahar ve coşku,
Ve sıcaklık ve kavuşan ellerin sıcaklığı.
O yaza dair.
Kış unutmuş kendini.
Aşk yazmıyor sözlüğünde,
Ölümle sarmaş dolaş,
Ne yazık!
Hayatı sadece ölüm sanan kışa, ağıtlar yakıyorken bahar,
Bir güz yağmuru ıslatıyor kalbimi...
O gözlerden akan yaşlar,
O gözlerde dans ederken,
öksüz ve yetim.
O kadının gözlerinden akan gözyaşlarının ,
Kimsesiz olduğunu.
Kimse bilmiyor.
ne yazık ki...
Bir giz gibi yaşanan aşklar
Ve gülümsemelerle karşılanan telaşlar,
Aşka dair ne varsa,
Hüzün de koksa!
Nedense gülümsetiyor insanı.
Ve sözcüklerde bir buruk sitemkarlık
Havasız loş odalarında bekarların,
Aniden dansa başlayan ruhlardan kimsenin haberi yok,
Haberi yok!
Ha ha ha! Ne yazık ki!..
Aniden aklın boşluğuna takılan bir giz gibi yaşanan aşklar,
Ve itiraf edilmesi .
Nedense zor telaşlar.
Durağan ömürlerin hızlanışı.
Yine gülümsetiyor beni.
Acı!
Ve olmayan sevgililerle delice sevişmeler,
Usuna takılıyor zamanın!..
Ne komik,
O'nun bile aklı karışıyor.
Ne ışık hızı,yıldızlardan yansıyan,
Ne de aşkın gümbürtülü bombası.
Herkes sığınaklarda.
Yağmuru bekliyor.
Temizlenip,arınmak için.
Kalbimin hızlanışı,
Bir buruk hüzün kokusu,
Çürümüşlük korkusu,
Sonsuz boşlukların dokunuşu tenine.
Seslerin,düşlerin,sarıların,kırmızıların
Beyaz üşüten sıcakların,dokunuşu tenine,
Kokuların sarışı seni.
Hepsi birden çullanıyorlar üstüne.
Kabul et!..
Hazırlıksızsın,işte!..
Yaşam dediğin bir
Düş,
Hiç bitmesin istediğin,
Ve biteceğini bildiğim,
Ve bittiğini bilmeyeceğin bir düş,işte!..
Kabul et,gitsin.
Yüzünde her zamanki o gülümseme!..
22-7-2000
Bir ruhun altüst olduğu, karmaşıkların içinde gezdiği zamanlar olur. bu şiir böyle bir ruh halidir. sanki bir ruh değil de binlerce ruhun bir insan bedenine girmesi seziliyor. Ayrılık ve hüzün.. ise şiire adını veren tema denebilir. "Her öpüş gözlerden, Ayrılığın belki de öbür adıdır.!" Ayrılıkların en güzel imgesi bu gözlerinden öpmek. Aşktan daha çok dostluğu içeren bir söz öbeği. Uzakta olanlara , hoşça kallara açılan kapı bu söz.Aşkların terk edilip dostluklara ya da yeniden arkadaşlıklara döndüğü ifadesi gözlerinden öpmek. O ölü ruhlar kirlidir. Bu kir yaşantısından bulaşmıştır. Bu yüzden "Herkes sığınaklarda... Yağmuru bekliyor.. Temizlenip,arınmak için...". Sonra aşklar var çılgın sevişmelerin söndüğü. işte o zaman "Çürümüşlük korkusu, Sonsuz boşlukların dokunuşu tenine..." kişi kendini çürümüş bir ruh hali içinde buluyor. Ölümü düşündürüyo bu ama kimse ölüme hazırlıklı değildir. En iyisi onu kabul edip beklemek hem de "Yüzünde her zamanki o gülümseme!!!!!!!" Kişinin şiire ihtiyacı var.Genç bir şairin "Kuşlar bırakır gözlerini...dikenler kan atılırşimdi..sana bakmanın diyetidir şiir."dizesi ne kadar yakışıyor. Tebrikler.