Duvarlar
Daldırıp bilincimi yüreğimin mahremine
Yıkıyorum bir duvarı
Anılar çıkarıyorum günün yüzüne
Çocuklar geçiyor sıra sıra
Çocukluğunda kalmış çocuklar...
Bir bebek,bir uçurtma,beş tane taş
Sesler duyuluyor her yanda
Savaşları kutsayan tiz sesli naralar
Ve su,duru
ve ekmek,cüretkar buğusu
Ve toprak,
Ki
Karasından doğar hayat
Barışa dairse, çekik gözlüdür umutlar
Unutmuş aşkın şarkısını annem
Ağaçlara küskün
Kadri bilinmeyen onca bahar
Duvarlar,
Hep duvarlar
Duvarlarında ölüme yaşar bir sürü can
Duvarları nedense yaşlandırmıyor
Ne acı,ne gam,ne de kan
Mıh gibi çakılı havada hepimizden biraz özlem
Ve ben
Nefeslerinizi üflüyorum tüm ölmüşlüğünüzden
Diriliyor canı yanmış bir keder
Martı gibi biraz
Ama değil
Kanatları olsa,hep mavi olurdu rengi
Gözleri beyaz,bembeyaz
Elleri küçük, sıcacık
Martı biraz çocuk sanki...
Okşamak istiyorum saçlarının geçmişini
Öpmek kırılganlığından yüreğini
kulağına sevginin kelimelerini fısıldayıp
Uçurmak yüzümün özgürlüğünden göğe
Ki dirilelim önce biraz
Ve sonra öldürsün yine bizi
Yeter ki yıkılsın duvarlar
Okşamak istiyorum saçlarının geçmişini Öpmek kırılganlığından yüreğini kulağına sevginin kelimelerini fısıldayıp Uçurmak yüzümün özgürlüğünden göğe
Ki dirilelim önce biraz Ve sonra öldürsün yine bizi Yeter ki yıkılsın duvarlar😙😙👍
Su gibi bir şiir okudum Saadet hocam final kendi içinde damgasını vurmuş Şiire ..🤐
Kutlarım şiiri yazdıran yüreğe...👍