Eli Çuvaldızlı Ayrılık Tanrıları
/Masallar her daim mutlu bitmez/
Siyah beyaz bir masala gebeydim senden
Aşk doğuracaktım nur yüzlü,
Kanattın beni,
Mutluluk düşürdüm .
Yollara sürdüm evvel zamanı
Arnavut kaldırımlarında vurdular peri padişahını
Faiiler Alaaddin'in lambasına saklandı
Ben hüküm giydim.
/Çuvaldız batmazsa bulut ağlamaz/
Kara bir bulut vardı tepemizde
Yazdı mevsimlerden , yastı halimiz
Ayrılığa gidiyorduk
Uzundu yolumuz.
Geçmiş zaman ;
Yanlış hatırlamıyorsam seviyorduk hâla
Yorulmamıştık hayal kurmaktan daha .
Bulut ardımızda
Neyi vardı bilmem ,biraz buruk
Ağladı ağlayacak , tutuyordu kendini
Ayrılık tanrıları batırdı çuvaldızı
Bizim canımız yağdı
Kara bulut ağladı
Islandık ...
/Verilen kalp geri alınmaz/
Az gittim uz gittim senden
Bir arpa boyu uzaklaştım kendimden
Ren nehrine olta attım , belki avladım
Keşkelerimi pullayıp sana yolladım.
Sen kayıp çocuk ilanı vermiştin ,
Yokluğunda büyümüş bir kadın gönderdim papatyalı zarflarda
Taahütlüydü , iade edildi
Ben bile kendimi geri almadım.
/Suskunluğun faizi yalnızlıktır/
Sağa sola saçılmıştı umut kalıntıları
Kırılmıştı bir aşk hikayesi ,rafa kaldırdık.
İkiye bölünmüş bir yolda
Tükenmişti tüm kesişen noktalar
Sustuk birbirimize
En güzel cevabı vermek adına .
Aynı zamanlarda , ayrı mekanlarda geçmiş biriktirmiştik
Faizi tuzak uzaklar
Ceplerimiz dolu bitirdiklerimizle
Ve biz çok fakirdik .
/Aşkı tutmazsan düşer /
Bakıştık...
Son ana bir kelime yakıştıramadık
Sen giderken gözlerimde unuttuğun küçük kızı aradın
Hani bir elma şekerine kanan
Hani dudağındaki kıvrıma tutunan
Bulamazsın ,
Tutunamadım yanımda yokken
Düştüm...
dolu dolu
bir şiir okudum.
saygımla zeynep hanım.