Elmaların Ekşi Olduğu Zamanlar
Daha gençti oysa günlerim
Kovaya atmak gelmedi içimden
Maviye geri bıraktım oltaya takılanları
Sonra kalkıp gidesim geldi buralardan
Yapamadım
Tutunamadım bulutlardan inenlere...
Perde perde arınıyordu sisten bu şehir
Her köşebaşından yola uzanıyor sarmaşıklar
Takılıp kalıyorum
Elimden bir şey gelmiyor
Tanrının sessizliğinde boğulurken
İşitiyorum sitemlerini
Arka kapıdan çıkıp gidenlerin
Sonra bir geçite götürüyor beni ayaklarım
Karanlık bir gökyüzüne açılanlardan
Belki de yüreğimin dingin sularına açılanlardan
Ne fark eder ki
Mavilerim yorgundu artık ne de olsa
Güneşi unutmuştu içimde uçuşan kelebekler
Düşüyorum ahh!
Yok bir el uzatan
Yok yüzümden düşenleri toplayan...
Düşüyordum öylece
Mevsimine yabancı olmadığım ıssız bir yere
Sinsiydi şimdi bana bakan bütün gözler
Def edemediğim korkular yanıbaşımda
Avuçlarımda kırık bir pusula
Ve gökten beyazlar yağıyor dostlarım
Kaçamıyorum
Kaçamıyorum hüzünlü sonbaharlardan
Yalnızdım hep olduğum gibi...
Oysa ben gökyüzüne bulutlar çizerdim
Elmaların ekşi olduğu zamanlar
Hasan Aydın,okudukça. Zira sen yazdıkça daha fazla güzelleşiyor şiirlerin. Yürekten kutlarım güzel satırlarını; '' Başlık tam anlamıyla oturdu şiire...'' Hafif ekşimsi tatlarda güzel olur. Güneşi hep hatırlasın kelebeklerin...
Sevgiyle kalasın...