Elveda Yaşam

Bir ev çiziyorum düşlere
Dışı sırf pembe içi denizden gökten daha mavice
Boyuyorum demirlerini bazuka mermisi düşmüyorların özlemiyle
Rengi çocuk
Yürekte çocuk kalsın
Büyümesin diye

Odalar çiziyorum içine
İki belki üç oda
Kocaman ferah bir salon evin orta yerinde
Ne misafirler ağırlanırdı daha kimbilir minderlerin hürmetinde

Çay demleniyor olağan keyfiyle ocağın en aceleci gözünde
Her ihtimale açık kederler demleniyor öbür gözün gizinde
Ekmeğe azık zeytinleri dolduruyor kaseye evin hanımı
Bir anne çocuk temizliyor odaları evlerin adeti bu diye

Çocuklar
Çocuklar yayılıyor evin her köşesine gövdeleriyle
Gömüyorlar duvarların taştan derisine kahkahalarını
Ki onlar gittiğinde
(gidecekler/gidiyorlar)
Ve yıkıldığında seslerini hapseden duvarlar
Bir sabah kahvaltısının neşeli selametinde
(Olması gereken)

Hesabını nasıl verecek tetiğe basanlar
Su içen yılana dokunmayan kültürün sahibi kim ki
Neden ölüyor çocuklar

Mutlulukla ne ilgisi var Cemal Süreya bu roketlerin
Ne ilgisi var kahvaltının ölümle

Bu ev
Bu serseri odalar
Bu onursuz sokaklar
Yeşile düşman
Gülüşe düşman
İnsana düşman hafızasına kilitlenip
Yazıldılar tarihin kırmızı sayfalarına
Güzelliğe diyet diye

Saklayamaz ki çocukları kedere yazgılı evler
Şövenist ırkçı
Aslı kapitalist
Kimliksiz şimdi vahşet
Üstlenmiyor ölümleri yorgun taşlar

Yükselir göğün utançlı göğsüne
Ağıtlar
Çığlıklar
Kanatıp maviyi
Tuzu kurumuş gözleriyle ağlar toprak

Neden yağmur az yağar bu coğrafyalarda düşün
Sen ki samimiydin korkarken
Bana dokunmayan bin yaşasınlarla ey hayatta kalan

Yağmaz yağmurlar
Bulutlar kaçar çünkü bu vatanın ağulu acısından

Sıcak doğar güneş buralarda
Anaç bakışıyla kucaklar aşağıdakileri
(Onunda düşünde çiçekler açar)
Ve şaşarak yaşamı örten kine nefrete
Güneş yeşiline kıyar
Yakar göğsünü ateşiyle
Önce kendini yakar

Çocuk yüzleri düşer
Henüz yaşamaya mahkum zamanların ahından
Memleket bizim Nazım usta bizim de
Yüreğimize memleket nerede
Nerelerde dolanıyor çocuk öldürmeyen bulutlar

Küçük tüpün üstünde karın doyurmaya
Eskiden yemek yapardı analar
Bu medeniyet dediğin ne menem şey
Küçük tüpten bomba yapıp insan kanı demliyorlar
O sözüm ona vatan
Vatana toprak
Toprağında hayat isteyen adamlar

Herkesi
Herkesi öldürüyorlar.
Yaşamlar iki dudak arası
Yaşamak zor zanaatmış meğer
Ve ölmek nasıl da kolay

İşsizim diyenin canlı çaresizliğinden
Etik deģermiş deyip maval okuyor tuzu kurular
Kaşıkla verdiğini kepçeyle alıyor
Asgari de anlaşıp
Perde arkasında azami emek sömürüsüne göz kırpanlar

Savaştan bozma sokak aralarında
Evciliği yeniden icat edecek neredeyse
Terinden sinek besleyen boyu bir karışlar

Sonu yok mu umuda patlayan ahlaksız egeli botların
Su alıyor deniz
İnsan utandırmayan
Maviyi utandıran mülteci dramlardan

Memleket bizim de
Dünya kimin be Nazım usta
Öldükçe büyüyor
Büyüdükçe doymuyor mezarlar

Toprağın kara aklı hep yaşayan da
Aklı hep canlarda
Nereye kadar
Neye kadar

Alimler keşfetti çoktan
Ruhumuzdan kirleniyor sular
Kirleniyor hava çok gelişmiş aklımızdan

Kısaldıkça kısalıyor yüreğin ömrü
Ruhlar komada
Ömrünü uzatsan bedenlerin
Ne fayda ey şaşkın insan ne fayda

Hışır hışır gıcır gıcır büyüyor
İnsandan insana varılmaz kağıt uçurumlar

Otuz beş yıla sığdır evlatlarını ademoğlu
Hadi dene kim sığar kim taşar

Unuttun değil mi
Balıkları kıskandıran o muhteşem hafızana bir bak
Nereden geldin
Nereye gidersin fazladan

İnsan ki hep sil baştan
Gidenler dönmeyecek gittiği suskunluktan
Ve asla
Savaşların acısını unutmadı
Unutmayacak hiç bir toprak

Anıyorsun ölülerini asırların tozlu geçmişinden
Hala kederli gözlerinle
Öyleyse neden

Yaşanacaksa en baştan
Öğretin nedir ki ey insan
Tarih dediğin hep tekrar hep tekrar

Elveda diyor kıyamete nispetçi yaşananlar
Elveda sana ey erguvan gözlü yaşam

02 Şubat 2016 148 şiiri var.
Beğenenler (4)

Henüz beğenen olmamış...

Yorumlar (6)
  • 8 yıl önce

    Gidenler dönmeyecek gittiği suskunluktan Ve asla Savaşların acısını unutmadı Unutmayacak hiç bir toprak

    Bu topraklar ki hep kan gözyaşı ve acı ile yoğruluyor hala ne yazık

    Çok güzeldi şair

    tebriklerimle👑