Esaret Müzikali
kodes havasıdır bu,
bir tutam daha yoluyorum saçımdan
üçü beşi daha ağarıyor bugün...
beldeyi kızdırmışlar
çakıyor da çakıyor üstüme.
yağmur gözlerime gözlerime doluyor yine!
''uçuşanlar keşke martı olsaydı...'' diyorum sonra.
binbir düşünce doluşmuş beynime,
uyuşmuş muhayyele,
tüm yetiler taş kesilmiş...
mutsuzluk arsız,
beden,mazoşizmin diktası altında...
ve sonra başlar sorgu,
neyin suçlusuyum ben?
bu nevi işkence
öyle garip bir bomba,
tesiri yalnızca bana!
öldürmüyor mübarek...
sömürüyor,eksiltiyor çokça!
payıma hisse,
pusulayı kırmışlar
ve saatlerin yelkovanı eksik!
penceredeki manzara sahte gerçeklik,
taş bulvarlar görünüyor,bir kısmı mozaik,
pencerem havalandırmaya bakıyor oysa!
tüm yetiler melekeler düşmüş,ele geçmiş baş,
bilmezler ki ben değil,asıl onlar tutsak!
hadi beni bağlamışar,ayağımda pranga,
onların mecburiyeti de yok,
keyfi tıkılmışlar o koridora!
zevkle çakılmışlar suçluların damına!
geçilir karar faslına,
ağularım kendimi,azatlıkta gözüm yok.
bir vazgeçiş bırakırım yazık,soğuk mermer satıhta.
ümidin sömürdüğü ama sömürülemediği tüm şahıslar adına!
onu da bırakırlarsa ardımdan benim yegane duvarda,
ardımdan gelenlere bu düşü satarım,
belki varırlar esaretin saadetine!
isyankar şairemiz yine kılıcını kuşanmış... çok iyi bir isyan şiiri bu da....
ey el'âlem hilm yavuz hüzün şairi necip fazıl çile şairi bilgehan isyan şairi duyduk duymadık demeyin