Ey Yaşlı Bilge
Bir deniz kabuğunu yaklaştır kulağına
Engin melodinin lirik dilinde şifrelenen
O otuz kuşun tüyüyle yazılan
Ayrılık vadisinde dolanan suların
Hırs ovasında ritmini bulan rüzgârın
Kıskançlık gölünde kayalara vuran yorgun dalgaların
Aşk denizinde bestelenen hayatın
Şarkısını söyleyecek sana
/.../
Dinle!
Ey yaşlı bilge
Suskuya bulanmış
Sonsuzluğun içinden sessizce ilerlerken
Yalnızlığa açılıyorsa bizi esir eden...
Ve hala biz diyebiliyorsak
Bu evren
Ve bu güneş altında hala dilenirken
Acıları görünmesin diye geceyi bekleyen
Birkaç sevdalı
Avuç içlerinden tanrıya seslenirken
Saklanıyorsa hala
Sen neyi...
Tutsaklığımı her gün bir kapı arkasında soyup
Yorgun şehrin unutulmuş yanaklarına bedenimi asıyorsam
Bir yılanın koynuna usulca kıvrıldığımda
Tenimi hoyratça okşuyorsa zaman
Aç mızıkanın sesinden bağırıyor bu iç mekân
Kulaklarımı kemiren
Doğurgan bir alfabenin p.ç bırakılmış sesi
Saldırıyor üstüme dilimi yemek için
Şiir yıkılıyorsa
Bil ki;
Şair içe gömülü bir ören
Yitirdi tüm sözleri
Dinlediği artık
Yaşlı bir geminin siren sesi
Çığlıklar damıtmış gizli hüzün
Ben tüme vardım bu gün
Anlamı yaralayan imge durgunluğu
Nesnel müfredatın kasvetli yansıması
Gerçekten gelip düşe dönüşen
Tuzluyorum cümleleri
Deniz takılsın artık ağlara
Görevdeş bir dürtü
Çünkü kendimi atıyorum
Eş zamana
Devir şimdi gözlerini
Savrulmuş yıldızlar
Bir öpüş gibi parlıyorsa
Gövdesinde taş kırıklarıyla
Suda kırılgan ışığı anımsa
Kulaklarım tıkalı dinletme bana...
Tebrik ederim abim
anlamakta çok az bir zorluk çeksemde şiirin akmasıyla birlikte anlam kendiliğinden geliyor
yüreğine kalemine sağlık.. :)
👍👍👍👍👍👍
Şiirin girişi başlıbaşına bir şiir zaten😡
Ey şair,
gerisine zahmet etmişsin demek gerekiyor ama...
Şakaydı tabii ki😆
Şiir hakkındaki görüşüm şudur ki;
Açık hava, kavi sohbet ve güç veren sıvıyı alan beyaz adam tam gaz şiir dolmuş😡
Çok beğendim, kutlarım...