Eylül Semahı
dokunuşunun esintisi sarstıkça ruhumu
perdahsız dizeler saçılır ömrüme
ey hayat !
sözcüklerin raksı basar dallarımı
yola düşer suskunluğum
yarin bağındaki üzümlerden süz şarabımı
acının kekremsi tadını doldur kadehime hancı
çek kınından hançeri
davetsiz bir misafirim bu handa
yüzün ağır bir demir kapı
kapanır yüzüme
yanı başımda ölümün hayaleti uyur
ince ince dokunur gönül tezgahında
son yalnızlık
uyduruk bir sevinç asılı kalır
feri sönmüş gülüşlerde
bakışlarda
doyumsuz bir hüzün yontusu
kana kana içtim zehrini pınarlarından
ey hayat !
fani rüzgarına karıldım
durdum
duruldum
ağlamaklı eylüller derdim
arka bahçelerinden
sustun
sen
gaipten sızan fısıltı
sen
mavisi yolunmuş düş
kum saati içindeki sancılı zaman
sen hayat
çek med cezirini gözlerimden
ki gözlerim
sığmaz hiç bir göğe
ölüme benzer her savruluşum
05 eylül 2009
"sen... mavisi yolunmuş düşler..."
bir mavi düşün ki yolunmuş darmadağın didik didik edilmiş...nasıl bir düşün kayşasında tutunmaya çalışmış ki düşle beraber düşmüş "sen" in peşine...
"ki gözlerim, sığmaz hiçbir göğe..."
bir zaman denmişti mavi perdedir arz ile sema arasında. kul hicabından mavinin ardında dizer kelime oyunlarını yaradanına...manayı beş kelimede vermek zor olanı. budur şairlik...
tebrik ederim günün şiirini ve şairini...
saygılar
günün siirini ve sairini kutlarim👍👍
tebriklerimle👍👍
az diyor ,öz diyorsun annem ...iyi diyorsun .
KUTLARIM 👍👍👍
Günün şiirini yürekten kutlarım.