Fahiş Ve Fahişe Şiir
Gavatlar içki sofrasında şiir pazarlayınca
Şiir fahişe oldu
İşte o zaman doğurduğu anlamı da piç ve hiç kaldı.
Fahiş olmalı şiir;
Suya sabuna dokunmalı yani
Kâh Allah ile konuşmalı
Kâh kuş olup uçmalı
Ama illa bir şeye dokunmalı
Meydan okumalı hegemonyaya
İtilip,örselenmeli,toplatılıp yakılmalı
İdam cezası almalı
Yüz bin kere şiire tövbe ettirmeli şiir
Bir o kadar da bozdurmalı
Fahiş olmalı şiir;
Üryan,dili yalın,ne istediğini bilen, aleni ve anlaşılır
Nazlı olmamalı yani
Canını acıttığı kişiden küfür almalı
Memnun ettiğinden övgü
Arabesk adamlar geçmeli üzerinden
Sosyete iğrenmeli
Hele sosyeteye özenenler hiç görmemeli
Onlar ancak aksesuar olarak kullanırlar şiiri
Fahiştir usta şiir;
Abdal yazmıştır çünkü, halkın içinden
Özgürce vurmuştur her tarafa
Ne makam kaygısı ne para
Korkmamıştır ki hiç bir üstat geleceğinden
Zindanda sonsuz özgürlüğün tadına varmıştır şiir
Ve onu doğuran şair.
Korkusuz vurgu ve duyguları prematüre değildir
Alabildiğine gücünü görürsünüz
Sancı ve ızdıraplarının
Fahişedir şiir;
Sosyete içkisinde (devrimci, ülkücü,dindar ya da kim malzeme yapıyorsa) söylemlerin mezesidir
Masa başında isterik kahkahalarla içki yudumlayan
(Devrimci, ülkücü,dindar ya da kim malzeme yapıyorsa) sosyetik kokonanın fahişesidir şiir
Kullanır onu
Irzına geçer oracıkta en büyük usta şairlerin şiirlerine
Ne anlattıklarından bi-haber...
Entelliğe ne güzel bir aksesuar!
Anlamını çözebilse,
O masada kendi yüzüne kusacak oysa fahişeye çevirdiği şiir
Şiiri yazan üstat abdaldır
Meze ve aksesuara çeviren ise aptal
Halka karşı tek gücü vardır masa başı söylemcilerinin
İhtilâl...
Fahiş şiir;
Yalnızca halk arasında muteber kalacağını bilmeli
Şair, sevişirken ağlatmalı şiiri
Gözyaşı ile olmalı doğumları
Özgürlük yön vermeli şiire
İnancı uğruna defalarca ipe çekilmeli
Dava ve çilesi için dirilip dirilip can vermeli
Şairini oradan oraya sürmeli
İster sağ ister sol
Yeter ki adanmış bir davası olabilmeli
Oysa günümüzde;
Fahişelikten kurtulamayınca şiir
Ve gavatlar içki sofrasında şiir pazarlayınca
Şiir fahişe oldu
İşte o zaman doğurduğu anlamı da piç ve hiç kaldı.
MAJ
Yani toplum olarak konuşmayı zaten bilmiyoruz,buı yüzden her alanda kavga ediyoruz. Hiç olmaz şiir bundan kendisini kurtaramazmı? Şunu demek istiyorum aslında,hani taş duvar ustaları olurdu eskiden,onlar taşın yedi yüzü vardır derdiler,ustanın görevi en güzel yanını seçim duvarını örmektir.Sözcüklerde biraz buuna benzer.Şiir için kelime-sözcük seçerken,çağrışımı en güğzel olanını seçmeli.Söylemek istediğim belki bundan ibaret.Yani ben şiir okuduğumda,irkilmekten çok belki okşanmak istiyorum.Yazdıklarım değil de,belki duymak istediğim bu.
Selam,saygı...
Zindan ya da sürgünlerde ömür geçirmiş üstadların eserlerinin anlamlarının içinin boşaltıldığını, yalnızca aksesuar olarak kullanıldığını söylüyorum. İçeriği ile ilgilenen kimse yok günümüz kültür yozlaşması içinde. Üstadlar yıllarca zindanda ya da sürgünde ızdıraplar içinde eserler üretirken, hiç birisi benim eserim anlaşılmasın,incelenmesin diye yazmamıştır. Oysa şimdi proğramların aksesuarı olarak kullanılıyor. Buna da aleni 'piç edildi' denir işte. İçi boşaltıldı, süslü cümleler havada kaldı. Siyasi gruplar kullanırken, anlam ve değerine bakmazken, verilen mesajları hayatına uygulamazken; benim bu yozlaşmayı dile getirmem hatalı sayılmamalı. Ki bu kültürel yozlaşma günümüzde her alanda var. Avrupa ahlak çöküntüsü yaşarken bile, bizim buradaki bazı tv proğramlarını yayınlamayı uygun bulmuyor. Demek durum gerçekten vahim. İçi boşaltılmış ve aksesuar olarak kullanılan eserlerin daha iyi anlaşılabilmesi dileklerimle. Hiç olmazsa onların çektiği ızdıraplara hürmeten.
Şiir,sözden ve yazıdan da fazla bişey...Diğer yazın türleriyle söylediklerinizin bir çoğu aşılabilir bişey,şiir neden böyle bir görevi yüklensin? Hepimizin bir şiir yanı vardır,bu da herkeste farklı şekillenen bişey.İnsan heryerde olduğuna göre şiirde biraz bulunmalı,bundan çokta gocunmamamalı...
Müjgan Hanım, anladığım kadarıyla sizin şiirden anladığınız ve öneriniz telkinci şiir...Belki geçmişimizden bir örnek verirsek Akif'in şiiri de dememiz mümkün.Ama, Yahya KEMAL'in ki de şiir;bunların ötesinde ve biraz ikisindende farklı merkezde yer alan N.Fazıl ve N.Hikmet şiiri de var.Ben kendimi bu anlamda Yahya Kemal'e daha yakın bulmayı yeyliyorum. Şiir din bağlamında İslam'ın kendisinden daha çok imana yakın duran bişey.
Şiir de herhangi bir söz ve yazı olmaktan çok musikisi olan estetik bişey daha çok. Heryerde Bayram Namazı kılınır ama,Süleymaniye'de kılmak farklıdır.Kime göre? Bu ayrınmı yapabilecek iç zenginliğe sahip insanlara göre.
Evet kürsü-meydan şiirleri elbet olacak ama,şiir asla bir sövgü ve hakaret aracı olmamalı.Bunu doğrudan gerçekleştirceğimiz çok değişik yazın türleri vardır.
Selam,saygı...