Fildişi Bir Kule İnşa Ediyorum Oyunun İçinde

çırılçıplaktık
yalınayak
ve
iki kristal tünelden bakıyorduk dünyaya
hissiz bir masumiyet
saf bir mevcudiyetle
...



kendi gökyüzümüze yabancıydık
geçip giderken yağmur yükünde bulutlar
gri ve en korkağı oynayan şeffaf küçücük damla
tutsaktı bir labirentte

yürüdüm
yürüdük...
bakmadı kimse bir esire
bizde bakmadık hiç ardımıza
varamadığımız kadar yol yürüdük
hep duvar
ve
başka, başka sınırlar
kapılar açıldı
kapılar kapandı
ya içindeydik gerçeğin ya dışında
siz de oradaydınız!
kendi bildiklerinizle
yapayalnızdınız
benim olduğunum kadar

zaman kanatlarının altına aldı hepimizi
ve tanrı oradaydı
altın ve gümüş ışıkların olduğu
varoluş ve hakikatin kesiştiği yerde...
hepimiz bir uğultunun eşsiz parçalarıydık
oynuyorduk en bildiğimiz gerçeği
gözlerimiz kamaşıyordu
ve
sesleri ayırt edemiyorduk henüz

sonrası saydam bir sağanak kayması
yıldız göçü belki
şeffaf gölgeler
hızla ilerleyen şiddetli tufan
rahme düşen zerre
met cezir zamanın kucağında
şehadette doğa ana
zamanın içinde insan
insan ve
aslına eremeyen bakışlar
sır küçük bir dakikaya sığıyor
bilinmiyorken daha



ve hayat
uykuda bir cennet
uyanıklığın ardında şaşkınlık
düşlere bakmak çıplak gözle
aydınlanmaktı keskin bir içgörünün eşliğinde
günün doğması
günün batması
sana
bana
yeryüzüne


-yere bakmak keder
göğe bakmak ise umut demekti
uçurtmanın gölgesinde büyütmek ümitleri
ve kuyruğuna bağlamak düşleri
veya en kötüsünden düşüp bedbahtlığa
savrulmaktı yerin kuytusuna
sarılmak sarmalanmaktı hüznün sağlam dehlizlerine
kendi ellerin
kendi ayaklarınla
korkuları karantinaya almadan
onların etrafına bir çit öremeden
ve saklanamadan dairenin içine
hep hedeftik olacaklara
körebe kimdi
kimdi saklanan
belki ben
belki de sendin karanlıkta
hayat hedefin tam on ikisinde yatan gerçekliğe gebeydi

kaç adımsa yürüdüğüm alçaldı başım
alçaldı başım
ve
gittikçe gömüldü hiçliğe
yazgıma sığınıyorum
yarı saydam boyutun içinde
sonsuzluğa hapsedilmiş yanımla
fildişi bir kule inşa ediyorum oyunun içinde
her tamamlanan oyunda yükseliyor kule


gün gelip dağıldığında ilüzyon
sen
ben
hepimiz
kendi sonuçlarımızda doğrulacağız
en tepede ki kuleye varınca
sen
ben
hepimiz
kendi sonuçlarımızda olacağız
en tepede ki kuleye varınca
en tepede ki kuleye...

04 Mart 2014 75 şiiri var.
Beğenenler (9)

Henüz beğenen olmamış...

Yorumlar (9)
  • 10 yıl önce

    Çok farklı bir dünya bu kadim kitaplardan fırlamış gibi aramıza

    çok güzel bir hikayesi olur bu şiirin, kitap yada senaryo vs.. ama şiir olarak kalmayacak kadar zengin😎

    kutlarım muhterem şaire 👍👍

  • 10 yıl önce

    Hiçlikten hiçliğe yolculuğun duru, yalın ve okuyanın sindireceği bir anlatım tarzı. Varoluşun yok oluşa gebeliğinin felsefi açıdan sunumu okura...

    Öncesi bakışın muhteşem anlatımının sığdığı mısralar ne kadar da önemli...

    "hissiz bir masumiyet saf bir mevcudiyetle"

    Hiçliğe varıştaki bedellerin anlatıldığı mısralar finalde ayrı bir tat...

    "gün gelip dağıldığında ilüzyon sen ben hepimiz kendi sonuçlarımızda doğrulacağız en tepede ki kuleye varınca"

    Kutlarım...

    Saygılar...

  • 10 yıl önce

    çok teşekkürler ediyorum Ahmet bey saygımla çok 👑

  • 10 yıl önce

    Zaman ve zamanın içinde biz insanlar gidiyorduk geleceğe lakin bir dakika sonrasını bilmeden...👍🤐

    Güzel bir şiir kutlarım Maide hanım içtenlikle...