Filozofik Zibidi
Siz gençsiniz bilemezsiniz
Zibidi bir filozofken demiştim ben
Bugünü tüketip
Dünden kalanları sırtlanarak
Yarınlarda var olmaktır yaşamak
Zibidinin tekiyim tabi o zamanlar
Pazartesi dahil
(Ki o zamanlar sendromlaştılırılmamıştı pazartesileri)
Haftanın bütün günleri
Sarhoş aklımın duldasından ne geçerse
Düşüyor ağzımdan sere serpe
O zamanlar
Çulsuz bir zibidiyim ama
İpek yolundan girip
Baharat yolundan çıkıyorum
O kadar bıçkınım yani
Bilse bilse bir antikacılar bilir beni
Bir ihtimal sahaflar
Önüme gelene yaşlanmak diyorum
Mavisini kaybeden kasımpatının
Suya hasret kuruması
O gün nerden geçtiyse elime
Birkaç mangır var demek ki cepkende
Gittim meyhaneye
O zamanlar cuma günleri
Henüz mübarekliğini ilan etmemiş
Yoksa ne işim olur meyhanede
Neyse
Garson dedim doldur
Değil mi ki yaşamak ölmek için meze
Madem ki
Biz de ömrümüzü meze yapmışız
Karnımızı doyurmayan fikirlere
Ha bir eksik
Ha beş fazla içmişiz
Kime ne
Ki görseniz bir beni
O zamanlar tirbüşon yok daha ortalarda
Dişlerimle açıyorum şarabın mantarını flop diye
Bir dikişte yolluyorum işkembeye
O kadar zibbidiyim yani
Mesela
Bir gün girdim bir pazara
Doldur oradan hıyarları dedim sefile
Madem ki
Elma kurdu geldik hokkabaz gidiyoruz
Ha roman gibi yaşamışız
Ha şiir olup damarda kurumuşuz
Ha şair olamamışız
Sana ne
Adam bir yandan iyi armutlardan doldurdu fileye
Bir yandan bön bön baktı yüzüme
Hiç unutmam
Bir gün
Mısır dolaylarındayım
Hava da fena sıcak
Ama Allah'tan nem yok
Kölelerin taşıdığı tahterevanda
Geliyor karşıdan alımlı mı alımlı bir hatun
Gözüm
Tanrısına dil çıkaran firavun heykelindeymiş gibi
Hiç bakmıyorum yüzüne
Ama yan yan dikizdeyim
Aynı zamanda o kadar da zibidiyim
Hatun geçti gitti
Tepemizden bakıp süzüle süzüle
Akıl verdim hemen iç sesime
Bak dedim adamım
Aldanma güzelliğe
Biz ne güzeller gördük
Hiç biri bizi görmese de
Mesele ayakkabının delik olması değil
Mesele bastığın yere dikkat etmekte
Aptallık budur işte dedi iç sesim
Herif çulsuz mulsuz
Cep delik
Üst baş yırtık pırtık
Ayakkabısındaki deliğe bahane bulur boş boş
İşkembe desen şarap fıçısı mübarek
Ama sorsan beyimize
Başımız dik
Eee
Zaman tabi bu
Şakaya gelmez
Anlamaz zaman
Öyle filozofluk zibidilik falan
Sen misin der adama
Sen
Mi
Sin
Der o kadar
Bir bakmışsın yaş olmuş evladiyelik
Kamburluğu
El titremesi
Asası
Sopası
Takma dişi
Tutamamak durmadan gelen çişi
Bir tane değil ki arkadaş
Tabi anlıyor insan zamanla
Ben de az biraz insan olduğumdan
Geç de olsa anladım hemen
Yaşamak şartname imiş şahadete
Gerisi boş gerisi terane
İnsanın bir ayağı girmeye görsün çukura
Anlayıveriyor birden hayatı
Azat ettim ister istemez sonra
Filozofik varsayımsal aforizmaları
Eee tabi
Zibidilik baki kaldı elimde
Zaman tabi bu
Şakaya gelmez
Sen misin der adama
Sen misin
Sen de benim gibi olmak istemiyorsan
Bir an önce kendine gelmelisin
merhaba Uğur bey kalem dost, edebiyatla işdigal etmenin böyle de bir güzelliği de var. sizin gibi bir değeri nasıl tanıyabilirdim yazın deryasının kenarlarında ürkek ürkek dolaşmasam. şiiriniz, şiirleriniz, düz yazılarınız umarım kitaplaşır... yoksa kitaplaştı mı? çağların ötesine gittik.günümüze döndükve hele şu mısraları okurken güldüm ve zekanızın düzeyine saygım daha da arttı.. ."O zamanlar cuma günleri
Henüz mübarekliğini ilan etmemiş
Yoksa ne işim olur meyhanede" Emeğe ve sanata saygı ev selamlarımla esen kalın...
Bir Sadri Alışık filmi kadar güzel. Bir Yılmaz Güney filmi gibi keskindi. Biz meyhanede olmasak Mısıra gitmesek te o ortamı yaşadık, yaşattın Uğur. Emeğine yüreğine sağlık
Zamanı varken yaşamak bazı şeyleri, dişin varken yiyeceksin :) Yine yaşama dair anektodlar ile sıralanmış bir yazı.. Kutlar ve selamlarım...
Şiirdi , şair kutluyorum kaleminizi Saygılar