Gel Ey Âftâb'ım Doğ Sol Döşümün Üstüne,
Batma ey güneş,yüce dağların ardına,
ben derdime bir tâdbîr bulmadım daha.
Ahzân,lara gark olmuşken yüreğim.
Gece ile vuslat haram değilmidir sana.
....................Gel ey gülnârım Sûzân,a gark etme beni ,
....................Tutunduğum her koru ellerin sanacağım.
Müebbed bir yazgının tevbe tutmaz kalemi
Birazdan gecenin fehmine dalacağım
İlmek ilmek dokuyup yaralı yüreğime elemi
Birazdan yine ahzâna gark olacağım.
....................Gel ey müşg-bâr yarim derdine mübtelâyım
....................Yoksa peymâne,leri göz yaşımla dolduracağım.
Dostlar toplanıp bezm-i elest kurulduğunda
Her gece yarısında ben seni anacağım
Esirgeme bir yudum sevgini garip gönlümden
Ab-ı hayat hükmünde içtikçe kanacağım
..........................Gel ey kaşı kara dildâr,ım üzme tatlı canımı
..........................Yoksa ben sonsuz vahamet,lere dalacagım.
Olmuşum bir leyla beyâbân,larda gezerim.
Ben hala aşkına esir,emrine amadeyim
Bir ümit ver cevh,i leyl lerde vuslata erelim
Duygular körelmeden gülzârında hezâr olayım.
....................Gel ey âftâb,ım doğ sol döşümün üstüne,
....................Enhâr,lar taşmadan sevdanla ıslanayım.
tâdbîr( çıkar yol )
Ahzân,( hüzün )
gülnâr ( nar çiçegi )
müşg-bâr( mis kokan )
peymâne ( kadeh)
bezm-i elest (sevgi muhabbet meclisi )
dildâr ( sevgili)
vahamet (zor güçlük)
beyâbân (çöl )
cevh,i leyl ( nurlanmış gece)
gülzâr( gül bahçesi)
hezâr ( bülbül )
âftâb ( güneş )
enhâr ( nehir )
Şarkı tarzına benzeyen ve osmanlıca bir dil yapısıyla kurulmuş şiiri okumak keyifli. Bu şiirin bölüm sonundaki ikişer dizesi aynen tekrar edilse kesinlikle şarkı türü olarak sayacağız.Ama neden Osmanlıca? Güzel Türkçemize bir zamanlar bela olmuş, dünya dili olması hatta İngilizceyi çoktan aşması gerkirken Osmanlıca ile sanat ürünleri sunulması dilimize sekte vurmuştu. Cumhuriyetle önlemler alınıp unutulmaya yüz tutmuş olan dilimizi kurtarıp güzel ürünleriyle dünyaya sanatımızın ne kadar uygun olduğunu göstermeye başladık ki bu kez de Avrupa dil istilasına uğradık ;yarı İngilizce konuşmayı hüner sayan bilim adamları,aydınlar(!)bile dilimize sekte vurdu. Türkçe yazmak konuşulan Türkçeyi yazmak hepimizin görevi. Ama şu da bir başka gerçek, sanırım şair bu seslerin müzik gücünden yaralanmak istemiş. Gerçekten bestelenmek istenen Klasik şarkı formu için ses çok önemlidir. Bu olsa gerek şairin bu sözcükleri kullanma nedeni. Şiir içerik yönünden oldukça güzel. Tebrikler Safiye Hanım.
Demlene demlene okunulası bir şiir.Tebrik ediyorum.
canım şairem tebriklerimi yüreğine bıraktım, alta sözcüklerin anlamını yazmanız gayet hoş olmuş, benim gibi sözcük dağarcığı zayıf kişiler açısından ağır gelen bir dil sayılır, saygımla gittim...
müebbet bir yazgının tövbe tutmaz kalemi birazdan gecenin fehmine dalacağım ilmek ilmek dokuyup yaralı yüreğime alemi birazdan yine ahzaana gark olacağım
osmanlı dönemi şairlerini
okuyorum zannettim
divan edabıyatında bir şiirdi adeta
şiir kültürü olsa gerek
dizeler ve anlatım
gerçekten harikaydı
güzel yüreğin dert görmesin
ve hiç susmasın
tebrikler
Batma ey güneş,yüce dağların ardına, ben derdime bir tâdbir bulmadım daha. Ahzân,lara gark olmuşken yüreğim. Gece ile vuslat haram değilmidir sana.
güneşinizin hiç batmaması dileğiyle
tebrikler