Git İçgüdünün Götürdüğü Yere
Askıya alınmış bir endişe hali
Suyun yüzüne nüksetti
Geri sayım sona erdi
İbre sıfıra dayandı ...
Tasalanma
Hangi yokuş inişsiz ki
Düştüğüm gibi aşka
Kalkmasını da bilirim ayağa .
Kendi düşen de
Ağlar aslında
Ama ;
Mendil dilenmez
Bakma çaresiz duruşuma
Ben kendi yaşımı kendim silebilirim .
Bir kuru elvedası yoktu adamın
Hoş olsa da ,
Teselli mi
Umrunda mıydı kadının ?
Döndü de arkasını
Öylece gitti ...
Yolcu yolunda gerekti ya
Bir kova suyu yoktu ardından dökecek kadının
Hoş olsa da ,
Gideni getirir mi ,
Var mıydı artık anlamı ?
Bir damla yaş ile
Adamı yolcu etti
Acıyordu kadın
Hiç belli etmedi
Üstelik her an ölebilirdi ...
Havanda su dövmek gibiydi seni sevmek
Bilirdim
Bakma çocuk hallerime
Saf değilim .
De ki , ben sendeki bilinmezliği sevdim
Aptallık değil , Abdal'lık benimkisi
Kolay, çakalın aşıdır
Ben ömrü billah aslan öğünü ile beslendim
Aşksızlıktan bitap düşsem de
Sen var git yoluna
Dilenmeyeceğim .
Bir elin nesi ,
İki elin sesi olduğu zamanlardaydı aşk
Eski bir oyundu
Demode .
Egoist akıma uymadı takım ruhu
İnsan değişken
Modaya uydu
Solo bir melodi tutturup
Şıklatıverdi bir elinin parmaklarını
Kaba bir sesti ama
Cümle alem duydu .
Sen kendine bak adamım
Git içgüdünün götürdüğü yere .
Ben en dibine vursam da kederin
Boğulmam ,
Direnebilirim .
Patlayasıya ümit doldurup ciğerlerime
Yine yükselirim yüzeye .
işte budur..üstüne söz söylemeyeyim bence..şiir detaylarına kadar inmiş..
tebriklerim çok..