Gıybet...
bir köy varmış en büyük aşkların yaşandığı
darmadağın toz duman anıları...
öyle ki sitemlerin tutuşup yandığı
bitmez bu köyün hanımlarının dedikoduları
ak iken yürekleri
lekelemek ne kolaymış oysa ki...
masum iken
dile düşmek ne kötüymüş oysa ki..
ne sordular ne de dinlediler beni... geçmişimi
yargısız infaz ettiler bedenimi
şimdiyse;
tutmaz diller
görmez gözler....
yaraladıkça yaralıyor yaban eller...
buruşmuş yanakları
akmıyor bir damla yaşları
sormuyor ne bugünleri ne de yarınları
sel olmuş allı pullu düş kırıklıkları
batmıyor ne güneşi ne de ayı...
ötmüyor ne bülbülü ne de serçeleri
konmuyor gönüle rengarenk kelebekleri
haber uçurmuyor leylekleri martıları
anmıyor adını ne genci ne de yaşlısı
kendisini kaybetmiş bilmez olmuş bu millet
ne tez unuttular oysa ki dündekileri
ayıplarını ..ala bulanmış ellerini...
bilmeden etmeden attıkları iftiraları
elbet çeker herkes cezasını...
yeter artık dokunmayın masum temiz gönlüme
kirlettiniz yeterince...
bir de dönüp kendinize bakın bence...
dil uzatmayın geçmişime .. şimdikine...
haddini bilsin herkes...
leke sürmesin kimse ...
bembeyaz masum düşlerime...
DİP NOT: Başkalarını kötülemek için yapılan dedikodudan duyulan zevk, başkalarını düşürdüğümüz ölçüde kendimizi yükselttiğimizi sanmaktır. Descartes
güloooooooooooom bitanem canım benim çok çok güzeldi
yüreğine kalemine sağlık balııııııııııııııııııııııııım
kocaman öpüyorum seni
👍👍👍👍👍👍👍👍👍👍👍👍👍
öok güzel olmuş tebrikler👍👍😙😙
sağol abimm
Şüphe yok,bu neslin cehennemi dedikodudan olacak!...Dedikoduyu sohbet sanan ahmaklığımız yüzünden.
Kutladım Zehra.Selam,saygı...