Gök Ten'li Turuncu Sevişmeler

/yakası açık kelimeler
(s)onsuz aşk'lar doğurmaz.../

-I-

kaç kez gülüşünü topladım
karton kemiklerinden

yine de avazı yok
balık ağızlı göçmen bulutların

bıraksan
topal sokaklarıma
vişne tadında dökülecek her tadın

nasılsa
topuklarındaki şehir
saçlarımda poyrazın

çatlamış güneşin elleri
kırmızıdan sonra yanağıma düşen
ilk rengime -turuncuya- yangın

/bırak;
menekşe'ye benzesin çöl dudakların.../

-II-

yüreğim;
ışığını kaybetmiş gecelerin duasıyla
kuş kanatlı dilekler ekler
kirpik uçlarına

ay çiçekleri raks ederken kıskançlığıma
n'olur! yüzüm'e gri şebnemli sabahlar doğurma!

alevinde kül olmasın kâğıttan sevişmeler
sesimin kuyusuna
öyle koyu harfli çentikler atma!

/dökülsün içimi titreten bütün alfabe
zerreli toprağına.../

-III-

sarıl bana
(s)ensiz kalırsa yırtılır
ağustos hoyratca

sade bir cümle yaz
gecemin en uzun yanına
/usulca/

başka elbisem yok
giyinik kalsın ruhum yanında
kopar güncesini tek tek

dönüşmesin bu aşk;
ıssız bir operaya

-IV-

parmak uçlarım
eylül'ün ebruli boşluğunda
/sıska/

çıplak bir güz gibi
yalnız düşmemeli sözlerin ağız boşluğuma

unutma!
yazdan kalan yeşil erikler
dişimin arasında nazlılar hâlâ

öpsem dağılır
avucundaki her benekli yara
gözlerime dolanır
kristal saçlı çıplak uykuların arsızca

-V-

elini
elime kilitle
ter'in düşsün parmak aralarıma

yüz sür
olgunluğunda gezen çocukluğuma

kıyıların kopsun
unut kendini serseri omzumda

kirli bir kelimenin intiharı gibi
suyun bulanıklığına düşsün
yakasından çaldığım kimliksiz dünya

/ıslak kalsın kelimelerimde dudakların
sancısız bir imge doğur bana... /

../

12 Ağustos 2010 22 şiiri var.
Beğenenler (23)
Yorumlar (22)
  • 14 yıl önce

    Yüzeysel değinmek istedim aslında onca veciz dizime istinaden ama dokunmadan dokusunu hissedemeyeceğim satırlar var,onlara el sürmeden ayrılmak istemiyorum sayfadan ki bu şiiri üçüncü defa okuyuşum.

    ' kaç kez gülüşünü topladım karton kemiklerinden ' Ben günden güneş toplamayı en safi aşk zannederdim meğer daha safkanı varmış,şimdi öğrendim. Bir yapay malzemeden böylesi samimi şekle bürüyüşler de peyda edermiş meğer.

    /bırak; menekşe'ye benzesin çöl dudakların.../ Cezayir menekşesini anımsattı bana,ama güneşe çok fazla ihtiyaç duymayan yanını ki bunu satırlarla bağdaştırmak istedim.Güneşin çatlamış elleri çehrene değerken sen dudakları menekşeye benzetme isteğindesin. Ki dudakların güneşe,umuda beklentisi olmadan kaygısızca teslimiyeti sunsun sana.Buradaki nüans harika...

    sesimin kuyusuna öyle koyu harfli çentikler atma!'

    Ne demeliyim bilmiyorum,sadece bazen bir hece bazende büsbütün bir cümle alıp götürüyor beni, müsadenle ben bu mücevheri ifadelerime/ifadesizliğime yoldaş ediyorum.

    ' unutma! yazdan kalan yeşil erikler dişimin arasında nazlılar hâlâ'

    ...

  • 14 yıl önce

    kirli bir kelimenin intiharı gibi suyun bulanıklığına düşsün yakasından çaldığım kimliksiz dünya

    /ıslak kalsın kelimelerimde dudakların sancısız bir imge doğur bana... /

    Gönülden Dizelere dökülen mükemmel bir serbest şiirdi. Beğenerek okudum.Kaleminiz daim olsun efendim.

  • 14 yıl önce

    harika bir altaım ...doymsuzdu...kelimler

    yüreğine sağlık dostum 👍 kalem,n daim olsun 👍 saygılarımla

  • 14 yıl önce

    Kalemine yüreğine sağlık şair..

    sade bir cümle yaz gecemin en uzun yanına /usulca/

    başka elbisem yok giyinik kalsın ruhum yanında kopar güncesini tek tek

    dönüşmesin bu aşk; ıssız bir operaya

    🤐🤐

  • 14 yıl önce

    harika imgeler seni okumak çok güzel Oktay ilhamın daim olsun.

    unutma! yazdan kalan yeşil erikler dişimin arasında nazlılar hâlâ

    öpsem dağılır avucundaki her benekli yara gözlerime dolanır kristal saçlı çıplak uykuların arsızca