Gülendam

Iskalanır yüreğine ışıksız kentin hüznü
Bestelenir usunda hüzzam solfeji
Üflenir yüze keder
Sabaha vakit uzar
Onmaz uyanışlara ince solur gülüşler...





Recm edilmiş yasakların sırtında
Yamalı yaşananlar
Cilalanmış cümleler zulmete nişan...





Suslu fikrin ahvalidir puslu öyküler
Kırıp dalından yaşananları
Bir beden büyük dikmeli gömleğini baharın
Kına sürüp sırrın dudağına
Can yerinden mi öpmeli hicranı
Uyandığın rüyada kınanmadan sayfalarca günahla
Ak tenli bir ihtimal ışığında
Realize etmeli belki de hakikati...




Yorgun ırmakların yüzünde umut kabarcıkları solumalı belki de
Daldan düşen yapraklar ziyan olmadan
Özge bir yazıt karalamalı
Ayrılığa hüküm sunup divit kalem...






Lal gülse de bir yanın
Kulak vermeli dallara
Tomurcuk hüzne düşmeden
Farzdan yarım bir secde sevda,
Bir tutam gün getirmeli belki de
Gülendam rüzgarından....