Gün Süremi
İnançlarımı irdelerken zamanın sundukları
Köstebek gibiyim bu karanlıkta hangi yola girsem
Kutsal haritalar kolluyor ardımı
Ansızın kayboluyorum bir gece zodyak çıkmazlarında
Yokluğunu peygamber hırkası gibi taşıyorum koynumda
Annemin ak sütü gibi helâlim oluyor
Adımı sildiğin bütün coğrafyalar
Mekânlarında beni saklıyor
Bu ışıksız soğuk ve ürkek zamanlar
Bu kimsesiz yorgun ve çıkmaz sokaklar
Adımlarıma pranga
Ben sana mühürlü
Sen bana yabancı bir rüya
Zamanla seni
Sessizliğinden tanıyor sesim
Kırk kilitli kalbime iniyor
Ayetsel suretin
Sonra
Bir çığlık b/ulaşıyor geçmişimin sinir uçlarına
Kopuyor kızılca kıyameti emeklerimin
Bir türlü dinmiyor hasretin kasırgaları
Kaburgalarım d/üşüyor sonra
ensonensonenson zalim bir zindana…
Bütün gömlekler göğsünden yaralı
Yorulmuyor rüyalarım
Issızlığa sürgün olurken ölgün adımlarım
İsrafil'siz üfleniyor surlarım
ensonenson
Adınla okunuyor ezanlarım
Bir musallaya meyyalken gün dönümleri
Ve ölürken kentlerin saksı çiçekleri
Yüzüne uyanıyor sabahlarımın güneşi
Ve aşk yerinde kesiyor bütün şiirleri
Adımlarının bana gelişi
enson
Peygamber çiçekleri
Anne silüetleri
Çocuk sesleri
Dolduruyor kalbimizi
Bizi doğuyor gün
Bizimle nefes alıyor dün
(on dokuz kala)…
Şairin şiire mahçup oluşudur belki de bütün bu yaralar.. Tebrikler.