Günâh Sandukası
Tanrı'yı kuşanmış günâhlarım
Kırmızı bir pelerinle örtünüyor
Bin ahit değerinde sözlerim
Kum gibi dağılıyor
Kopuk kollarım
Eksik ayaklarım
Yanık yerlerimden acı dökülür
Böyle bir yakınmaya anca sövülür
Çizik çizik, kesik kesik kanıyor
Şehrin yaraları sokaklar
Kıpkırmızı
Ve ışıl ışıl kanıyor
Uzaklardan duyulan belli belirsiz
Ud tınısı uçuyor
Tutun! Kaçmasın güneylere!
Tınılar bu göklerden kaçıyor
Kalk ey beşer-i nisyâ!
Mermer sığınaklarınıza dayandım
Sürüklendim kapınıza kadar
Vicdânsızlık seline kapıldım
Açılsın şehrin kapıları ardına kadar
Aksın milyon cerahât karanlıklardan
Fâhişeler, ucûbeler, pespâyeler
Sökün etsin gizlendikleri kuytulardan
Ağlasın çocuklar, aç kalsın bebeler
Doymuşken bunca pisliğe beşeriyet
Şeytan bile aklamaz bu Sırat düşkünlerini
Hepsinin kalbinde fecr, ağzında necâset!
hangi korkuydu yalınayak geçen yanından? ki ben... belki de sen... her gece aynı düşe kilit vurur sabah aynı kapıda kendi uzağına uyanırdın/m hiç gözüyle bakınca dünyaya kapının ardı hiç kadar görünür ve artık vicdanın rengi sonsuzluk olur kendi bilinmezinde boğulur
Dön Bak Aynaya! Yarattıysan Azametli, Yaratıldıysan Aciz ol! Oysa küçük dağları yaratmışlık hissinin tadına kapılıvermesi çok daha kolay geliyor. Bu sözleri tebrik etmeyeceğim.Benden de bir şeyler var bu şiirde. Ne zamanki arınmışlık nükseder, o vakit tebriklerim sizinledir... Işık yanınızda olsun...
harika bir anlatım dı....dahice .....inanın etkileyici....dua ile....
oysa hepimiz ne çok libassız/ne çok günahsız gelmiştik değil mi ? sonraları birer şeytan adı edindik.İlahlarımız günah,yalan,isyan
gün içerisinde okuduğum en anlamlı şiirdi
Cok güzeldi... Güne düsen inciye ve sahibine tebrikler. Sevgi ve selamlarimla👑