Güz Ve Sızı
Saatler on ikiyi vurduğunda
takvimin sararmış ilk düşen yaprağı gibiydi
sonbaharın yüzüme vuruşu .. Leyla
Tel tel dökülüyordu
kehribar saçlarım
inkârın keskin nefes verişlerinde
yalan değildi yaşanmışlık
yaşadım
yer gök şahit
ve bir de Allah biliyordu .. Leyla
Salkım saçak düşlerim gibiydi
gamzelerimden süzülüşü yaşanmışlığın
nasıl inkâr ederim
say ki ben öldüm
say ki ağlayanım yok yarınlarımda
yalan değildi an'lara sığdırılan hatıralar
nasıl yok sayarım .. Leyla
...
Anladım ki
gitmek vaktiydi
bakışlarının yurdundan
dünden topladım bizli günleri ömrüme
sıkışmış iki mevsim arasında
adı güz olan
adı sızı olan gün de
yılları taşıyarak omuzlarımda
yürüdüm hep yitik sevdalara...
9 / 3 / 2008
Anladım ki gitmek vaktiydi bakışlarının yurdundan dünden topladım bizli günleri ömrüme
Bende bu bölümde kaldım..
Kalem ışıldasın takibindeyim..
Sevgiler ve Saygılarla..!
Çok beğendim. Özellikle gelişme bölümünü.
ama ben isterdim ki
Saatler on ikiyi vurduğunda takvimin sararmış ilk düşen yaprağı gibiydi sonbaharın yüzüme vuruşu .. Leyla
olan giriş ;
"Saatin on ikiyi vuruşuyla takvimin sararmış ilk düşen yaprağı gibiydi sonbaharın yüzüme dokunuşu .. Leyla"
olsun isterdim.
Üslup farkından olsa gerek. hele şu "Salkım saçak" çok tatlı bir tamlama.
İçtenlikle kutluyorum. SAygılarımca