Haller
Eserken kavak yelleri,
Sıkarken taşın suyunu,
Duysanda istemezsin,
Ne olumsuz bir kelam,
Ne aykırı ses.
Geçerken gençlik halleri,
Tutarken haşin huyunu,
İstesende duyamazsın ,
Ne doyumsuz bir selam,
Ne kupkuru nefes.
Eserken kavak yelleri,
Sıkarken taşın suyunu,
Duysanda istemezsin,
Ne olumsuz bir kelam,
Ne aykırı ses.
Geçerken gençlik halleri,
Tutarken haşin huyunu,
İstesende duyamazsın ,
Ne doyumsuz bir selam,
Ne kupkuru nefes.
Henüz beğenen olmamış...
çetin sayfana gelene kadar şiirin hak ettiği yeri almış
içeriği mükemmel anlatım süper 👍 bana da seni tebrik etmek kalıyor 👍
sevgiler selamlar👧
Geçerken gençlik halleri, Tutarken haşin huyunu, İstesende duyamazsın , Ne doyumsuz bir selam, Ne kupkuru nefes.
çelişkiyi öylece, basit ve derin bir şiirle ne güzelde özetleyivermişsin çetin dost. kıskanmadım desem yalan şiiri. gönlüne sağlık. saygılarımla....
ne kadar içok sterdim bir şiiri
bu denli masaya yatırıp neşter vurmayı
ama buna benim ne bilgim nede lisanım yetmez
şiirin içeriğini
Sait hocam çokta güzel anlatmış.
ben ancak yürekten tebriklerimi bırakır giderim
ellerin dert görmesin şair dost hürmetler.
Gençlik ve yaşlanma yaşama sürecinin çelişen dönüm noktaları. Gençliğimizde sınıfsal bir katagoriye dayanmayan homejen bir kesim olrak tanımlanır eklenirdi. Ataktırlar, çabuk alevlenirler, gözleri ölümü görmeyecek kadar karadır. Sınıfsal çıkarlar gözetmezler... Bu yüzden 68 kuşağının eylemleri destan olmuştur. Fransa'da İtalya'da,Almanya'da ,İspanya'da tüm gençler 68 kuşağı gibi(gerçi onların eylemleri 64'lere dayanır ve utkuları "gençlere daha özgürlük"tü)şanlı eylemler gerçekleştirdi. Tek paydaları Gençlik'ti.
Yaşlılar, damarların kanda uyuştuğu, çıkarların tanıdık bir dost olduğu yaşlar.Aç gözlülük;tatminsizlik durumlarında yaşanan bir hal,bir başka özellikİkiyüzlülük;İnsan hiçbir zaman tek yüzlü olabileceği bir dünyada yaşamamıştır aslında; insanlık kendisine yabancılaşmayı ortadadan kaldıramadığı için bu duyguların kimden geldiğini sorar.Bunu bu şekilde sormak insanın kendi varoluşuna ikiyüzlüce bir bakışıdır zaten. Tüm bu duygulanımların kendisi dışında olduğunu iddia ederek sorumluluklarından,dürüstlükten kaçar.Kimi zaman şaytanın kimi zamanda tanrının sırtına atmak bizim toplumun sıklıkla kullandığı bir yöntemdir. Ne güzel bir saptama;tebrikler.