Hani Büyüklük Tanrıya Yakışırdı
cehalet egemen kılmış karanlığı
ayakları on yerinden düğümlenmiş aydınlığın
geçiyor kapımızdan ardı ardına develerin çanları
toz dumana boğuluyor duvarlarımız camlarımız
şeytan kuruyor yol ortasına otağını
ceplerine dolduruyor çocukların oyuncaklarını
haramiler kaçkınlar arlanmazlar
köpeksiz köylerimizi talan ediyor düzenbazlar
sapkın kurallar üreten pabuç dillerin fitneliğinde
ihanetin tene nüfuz ettiği günlerdeyiz
tükenmiş yarının eşiğindeyiz canlar
insan soluğu arar olduk sokaklarımızda
kim kimdendir kim daha tehlikelidir seçemiyoruz
hangi ateş kıvılcım sıçratacak külünden
hangi akrep zehrini akıtmadan geçecek üstümüzden
yüz yüze bakmaya korkar olduk
dillerinde mukaddes kitabın kelamı
her kalleşlik bir ilmek katıyor üzerine
kirletilmiş ellerde bebeler viyaklıyor
vardiya değiştiriyor çağın çıyanları
hazımsız sığırtmaçlar, hergele krallar
dindar süsü verilmiş maskesi boyalılar
mutfakları yastıkları damları
delik deşik ediyor toprağı solucanlar
özkıyım denemesidir bu, ihanete ortak çoğalıyor
sorgusuz sualsiz basıyor tetiğe birileri
değerlerimiz satılıyor kurşun hızıyla
salyalar örtüyor inci gözyaşlarımızı
kilitleniyor dilimiz, söz susuyor, bitiyor sorular
ey bir parmak balla avutulanlar, afyon uykusuna yatırılanlar
ey karınca payına razı olanlar, ölüm menzilindeki canlar
egemenliğiniz sırtınızda bir kamçı gibi şaklıyorsa
gagalanıyorsa avucunuzda sımsıkı ekmeğiniz
tıkanıyorsa kursağınıza lokmalarınız
ve engelleniyorsa üç kuruşluk mutluluk
haramdır savaşımsız yaşamak
haramdır canlar
helalı ayıklayamıyoruz haramın balçığından
ellerimiz ezik mi, cansız mı parmaklarımız
taş olsa çatlardı, dağ olsa püskürürdü
çavlan donar, su azizliğinden nefret ederdi
kim oydu gözlerimizi kim bağladı ellerimizi
küflü karanlık kan emiyor ensemizden
paslı gemi zincirlerinden örülü prangalardayız
ayaklarımızda tarifsiz bir üşüme
pruvamız tayfun kokuyor
ey uyuyan güruh...!
ey çakmayan şimşek..!
ey dağılmayan bulut esmeyen yel.. !
emek verilmeyen, ter dökülmeyen ekmek haramdır
haramdır uğruna dövüşülmeyen
hürriyet haramdır
Değerli Müsade Hanım ,
Dizelerinizin içinde yitirdim kendimi , büyük ve derin bir kuyuda döne döne düştüm aşağıya...
Biliyorum ki uzun bir süre burada tüneyeceğim ben , izniniz olursa...
Her sözcük tenimin başka yerine saplandı kaldı...
Umutsuzluktan umut üretebilir miyiz acaba ? Yoksa , yine mi düş bu gördüğüm ?
Sağlık , mutluluk ve de hep ama hep sevgiyle kalınız...
şiir başlığı beni derin derin düşündürdü..... şairenin amacı tanrının büyüklüğünü sorgulamak mıydı acaba? zira başlıktan "hani büyüklük tanrıya yakışırdı" anladığım budur. umarım yanılıyorum.
"emek verilmeyen, ter dökülmeyen ekmek haramdır haramdır uğruna dövüşülmeyen hürriyet haramdır"
Çok doğru,
Şimdilerde aynen böyle olmasa da..
Kutlarım Sevgili Müsade..
ey uyuyan güruh...! ey çakmayan şimşek..! ey dağılmayan bulut esmeyen yel.. !
emek verilmeyen, ter dökülmeyen ekmek haramdır haramdır uğruna dövüşülmeyen hürriyet haramdır
Sevgili arkadaşımın şiirlerini okumayalı çok zaman oldu. Özlemişim. Beğeniyle okudum.Güçlü kaleminizi kutluyorum. Selam sevgiler.
dizeler insani sorgulardı evet o gerçek insan süretlerinin artık ancak gölgesi kaldı ve bizler o gölgede avunuyoruz,sevgilerimle...