Hayattan 3- Biraz Şurdan
Parkta bir sonbahar, zaman ikindi.
Bankta bir adam;
Eli şakağında, hüzünlü...
Hazan yapraklarıyla arkadaş şimdi,
Belli ki çok şey yaşamış, görgülü...
Geliyor uzaktan bir kadın,
Güz yaprakları misali, salına salına.
Kışa isyankâr, belli...
Ak gerdanlı, kardelen sanki.
Bahar tomurcukları gibi zinde,
Yeşil ve pembe iç içe.
Yaz mavisi kadar derin, dalgalı.
Yorulmuş iyice, belli uzaktan geldiği.
İlişiyor bankın boş tarafına, adamın yanına.
Hazan yeşeriyor o an bahar damlalarında,
Bahar meyve veriyor, güz olgunluğunda.
Uzaktan bir şarkı esiyor rüzgârla;
"Rüyalar gerçek olsa!"
...
Kıyıda bir sonbahar...
Güneş kızıllığıyla batmakta,
Belli ki vakit akşam olmakta...
Yürüyor kumsalda bir adam;
Kum taneleriyle sırdaş...
Gözleri ufukta, adımlar yavaş.
Az uzakta bir karaltı.
Siluetinden belli, bir kadın...
Dalgalar vurmakta kadına, haşin bir sesle.
O ise, köpüklere dalmakta sessizce
Ve kaderine gitmekte kendince...
Bitkinliği çok belli...
Raks etmekte artık deniz kadınla,
Gözyaşlarını alıyorken koynuna...
Ufukta güneşin kızıllığı,
Kıyıda kadının sessiz çığlığı...
Belli ki birlikte yutuyor deniz.
Kışa yol alış ve yaza dönüşün
Sırat köprüsünde artık adam...
Köprü çok çetin...
Sağı da solu da kış, eğer düşerse.
Uzanan avuçları, ya ıslak bir tenle dolacak,
İki avuç birlikte yaza doğru koşacak.
Ya da boş kalacak elleri,
Sırat köprüsü belirleyecek kötü kaderi.
tek kelime ile harikaydı
paylaşıma teşekkürler
tebrikler şaire