Hazirana Buz Kırılganlığında Yas

Hayatı sımsıkı kavramış parmaklarımdan,
Bir kez daha hazirana teslimim,
Buz kırılganlığında..
Saçaklarına tutunup bu en soğuk gecenin,
Sana eriyip damlamaktır serin sızı, yanık dil.
Nemli çağrışımlarla, beyaz perdelenirken yaşananlar,
Yazıldıkça, alnımın buseleri harf harf akıp gider.
Güney rüzgârı saçlarımla yüzümü kurular.
Tel tel ıslanır omuzlarım siyaha zımbalanır.

O kadar çok yaşadım ki ardından
Bilemezsin...
Tuğlası eksik duvarlarımdan poyraz sızar içime,
Tam ölçekli hazirandır ömre yayılan,
Bildiğim her güzelliği öğrendiğim adam,
Yas'lı eğitimlerdeyim yaşamın ta içinde..
Gözlerine çiçek bıraktım bugün,
Yıl daha uzaklaştın, yinelendin aşk ve aşk ve aşk işte..

İçimden gelerek ne çok güldüm,
Bilemezsin...
Sonsuzlukta radikal cümlelerim serbest dolaştı,
Anılmadığın sohbetlerin sayısı kabarıktı,
Akıcıydı ana arterlerim kalabalıklarda,
Hep aynı saatlerde acıktım,
Hatta dans ettim melodinin davetlerinde,
Hep platonik sevildim, kâinata sürgülüdür kalbim,
Yaşamaya dair /sevmek hariç/ ne varsa yaptım işte..

Heybetinle durursun yerli yerinde,
Öylece sen..
Olur, olmaz tırnakların geçer,
Ruhumun çeperi hırpalanır.
Gün gelir gözlerimi ateşe verirsin,
Düşmek isterim hayattan,
Emanetin bir kıvılcımda saklıdır,
Küllerimden doğar yaşarım işte..

Senden armağan oğuldandır sahici gülüşlerim,
Tanışmamış birincil yakınlığınızın,
Öncesiyle sonrası arasındaki nehirde,
Asılı tek köprüyüm.
Hiç yan yana dizilemedik biz, karşıdaydı kıyılarınız.
Duyulmayan ezgilerin gizlidir,
Türkü bakışlıdır bana bıraktığın can,
Sular kavuşmamıza doğru akar an be an.
Hızlı bir debiyle yaşarım işte

Aralıksız sevda vardır iz düşümünde,
Kanıksanmış yokluğun sarsıcı nöbetlerdedir.
Derin uykulardayım sığ gecelerimde bilmelisin.
Sen toprağı aldın koynuna, ihanetle tanıştım.
Savaşamadığım metresin kabulümdür.

Yaşamaya dair ne varsa yaparım işte,
Hazirana buz kırılganlığında parmaklarımdan
Yas eritiyorum şimdilik.
Günün birinde uzanıp yanı başına,
Üzerime kokladığın gülü alt edeceğim.

Sonsuz aşk, soluksuz aşk ve daima aşk işte..











(Sandıktaki Şiirler)

21 Haziran 2009 52 şiiri var.
Yorumlar (57)
  • İki gün önce günün şiiri seçilmiş ben henüz gördüm .. Bir çeyiz gibi şiir .. en güzel duyguya gelin gitmiş .. SAygılar

  • 16 yıl önce

    kutlamak gerek güne mal olan şiiri...tebrik etmek gerek şairini...👍👍👍👍😙😙😙😙

  • güne hakederek düşen

    günün şiiri ve şairesini

    kutluyorum

    👍👍👍👍👍👍👍👍👍

  • 16 yıl önce

    sonunda bu şiirler hak ettiği yerdeler:) Tebrik ederim:) Kendi şiirim seçilmiş gibi mutlu oldum...

    sevgiyle...

  • 16 yıl önce

    Fil öyküsünü anlatmam gerek diye düşünüyorum. yorumları okudum. her biri bir gerçek. Bilinen o öyküde bir şehire fil getirilmiştir. kimse fil görmemiştir. Görmek için ücret ödenecektir. kimileri bir araya gelerek aralarında para toplayıp birine verir ve içerdeki filin neye benzediğini anlatmasını ister. oysa çadır sahibi içeriyi karanlık tutar. bu yüzden her giren filin bir yerine dokunur, kimi kuyruğuna değip hortum, kimi kulağını elleyip yelken kimi karnına değip fıçı... herkes filin bir yönünü bir parçasını anlatmış. Oysa fil söylenenlerin tümüdür. işte şiirde yorumlar da öyle tümü Kader hanımın şiirini oluşturuyor. önce aşk var şiirde . nasıl bir aşk sihri "Sen toprağı aldın koynuna, ihanetle tanıştım. Savaşamadığım metresin kabulümdür."dizelerinde. ölen bir sevgili mi diye düşündürüyor bu dizeler beni. Yaşamı tüm realitesi ile yaşamaktayken aşk onun yanıbaşındadır. içeriği bu kadar basit ama anlatımı şiirin her güzelliğini toplayıp gelmiş. estetğin araçlarını donanmış ve donandığı içinde özgün bir şiir oluşmuş. güçlü bir şairin dizelerinde büyüsel bir dünyaya dalıyor, şiir zevkinin doruklarına çıkıyoruz. kalıcı bir şiir bu. emeğine yüreğine sağlık,Tebrikler.