Hürriyet Gülümse Yüreğine

Yüreğini omuzladım gecenin kırık tebessümle
Hiç bilmediğim sokaklarında voltalar attım
Derin sessizliğinde çığlıklarımın kentler yoruldu
Kadehi acıya salladık iki dudak arası
İçindem yaşama bahaneler filizlendikçe
İki satır dokundu onmaz yalnızlıklara
Şimdi,
Dibe vurup ferman okur türküler...





?mış'lar ?miş'ler yaza güller açtırmaz
Kimliksiz goncalar vakitsiz ayrılıklar gibidir
Tohumlanan ağrıya nispet göverir zahmetsizce
Üzüntü tütsülenir ayaz iklimlerinden
Zemheri gülümser gün doluluğunda...
Yedi düvel sözcükler kırağı tutar ayaza vuran ahla...






Tutamadığın yağmur çiselerine
Ve öpemediğin gül tenine
C/an koyarsın
Öylesi beklemekli gözlerle
Öylesi özlemli
Susup
Susup
Yutkunursun aniden...





Örmede zaman tünellerini
Bilirsin ki sendeki dinmeyen senfoni uzak kentlerden gelir
Çaresiz hasretle bin pare dillenen
Avuçlarında yürek yanıklarınla
Bir başına ağlamaklı
Bir başına eskimeyen düşüncen
Durup
Durup
Suskunursun aniden...






Sevilesi bir yüreğe gülmek gibidir
Anıların film gösterisi
Umutları bulutlarla eriten bir iklim bu
Ertelenmeyen zamanların dönemeçlerine
Tekin olmayan mavileri assan da
Sevinçler kayıp gidiyor işte sana dair film karelerinde
Aynı acıya meyilli tüm arka fonlar
Ve hep gece kayardı tüm yıldızlar
B/akıp
B/akıp
Dilekler yutkunursun çaresizce...





Kirpiklerinde iştahlı dökülür yaşlar
Çığlıklarında köpürür yürek burkan sızılar
Uyanırsın hırslı bir yürek odasında
Yazılmayan isyanı karalarsın
Seninle mesut ten yanıklarına bir sigara tütersin
Yalan olur gökyüzünün mavisi dumanın grisinde
Kocamış kalabalığında düşüncelerin
Yalan yürek teknelerindeki puslu yalnızlıkların
Tek başına değilsin
Seninle hüznün
Seninle hüsnün
Efkârın tutkunusun...




Kolay unutamasan da sendekileri
Kolay vedaları yüklenirsin her defasında
Yedek seviler yüklersin yüklemlerine
Harman olmuş sabrınla
Baharda kış yazar
Kışa yazı yüklersin
Sana seni kursa da yanılgılar...




//Ellerinle koymuş gibi cümlecikleri
Kaleme sev diyorsun
Kâğıda aşklan
Sevdan yamalı oysa
Tutkuların binbir halli
İçinden çıkamıyorsun işte
Bire bin vermelerin maval hikâyelerde
Ellerin saçlarını yoluyor
Kaç isime akar yüreğinin halleri
Uğultun çürüyor artık üç sokak arasında
Kulağını bükmeli gidişatların
Ne sehere değmeli
Ne poyraza seğirmeli t/utkular
Kafanı karıştırmasın tozpembe kahkahalar
Şimdi,
Bir bulut seç kendine
Karnı tok yüreği aç
Sana yağsın sadece
Çaymasın pabuçların son adımından
Uyut vefasızlığı
İlkbahar dur hep yenilgilere
Bırak artık kafesinden s/usunu
Hürriyet gülümse sendeki hüzünlere
Bir yıldız y/ak kendine ...//



Not:Yaş/l/anmış hayat hikayelerinden....

06 Nisan 2010 326 şiiri var.
Beğenenler (18)

Henüz beğenen olmamış...

Yorumlar (12)
  • 15 yıl önce

    'Şimdi, Bir bulut seç kendine Karnı tok yüreği aç Sana yağsın sadece'

    Antalya'da ekmeğini şiirle kazanan bir şairin şiiriyle eşlik etmek isterim bu güzel şiire:'Bundandır en çok zaman, panjurlu bir insana benzer, içparçasızlıktan...Biz onu gösterişli bir yıkıntı sanırız. Bazen de içi albenili bir şarkı eski çarpışmalardan. Değildir oysa, ağzımızın açık kapısında bekleyen ve hiç konuşmadan ötesine toplanan bir masanın, anlatılmaz gülümsemesidir uzaktan...Aksi halde durumlar çömelemez kuyruklu içimize ve dönmez başımız dönüş ertesine...

    Ve unutmamak gerekir ki, yalnızlık çokçadır, her biri canı bombalar can içre... En önemlisi de güç kendini hep kaslı sanır, içine bakılmasından korktuğu için. Bu da bir yalnızlık bilgisidir; parantezi tek pencerede kapatanlar için...

    Sonlar bir çarpışmadır ve en güzel yalnızlık, inan bana yalnızlıklar olmadığındadır...(Şirin Tatlı)

    Tebrikler Hazal Hanım.

  • 15 yıl önce

    Geceyi harika bir şiirle kapatmanın keyfindeyim şu an.

    Keyifliydi ve akıcı ve ben en çok o kalay vedalı bölüm var ya hani, işte o mısrayı kocaman ettim dilimde..

    Tebriklerim çok sevgili Hazal.