Hüzün Kraliçesi

Güneş mumdan farksızdı saçlarının yanında,
Okyanustan derindi gözlerinin mavisi...
Dudağındaki allık yoktu ceylan kanında,
Bir güzellik perisi, hüzün kraliçesi...

Onu mahzun görünce utanırdı melekler,
Çocukluğumda hala bir dua onu bekler,
Kocaman sevdaları saklar çocuk yürekler...
Gönlümün ilk hecesi, hüzün kraliçesi...

Köşede iki katlı küçük bir evi vardı.
Kızıl günbatımında balkonuna çıkardı.
Tüm sokağı bir anda gül kokusu sarardı,
Büyülerdi herkesi, hüzün kraliçesi...

Ufuklarda gezerdi buğulu bakışları,
Rüzgarlar silemezdi gözündeki yaşları,
Söylediği şarkılar eritirdi kışları,
Bir ayrılık nağmesi, hüzün kraliçesi...

Aynada kendi aksi, ellerinde resimler...
Tararken saçlarını değişirdi mevsimler.
Dudağına konardı anı olmuş isimler,
Bir gönül hikayesi, hüzün kraliçesi...

Bir kuğuydu, yalnızlık kırmıştı kanadını,
Seveni çoktu ama, bilen yoktu adını.
Bir masal perisiydi, rüyaların kadını...
Aşkların en yücesi, hüzün kraliçesi...

Islak camlar ardından gökyüzüne bakardı,
Yalnızlığın hüznüyle inlerdi güzel sesi.
Sonbahar yağmurları gözlerinden akardı,
Buruk bir aşk bestesi, hüzün kraliçesi...

Şubat 2004
İstanbul

06 Eylül 2009 18 şiiri var.
Beğenenler (3)

Henüz beğenen olmamış...

Yorumlar (6)
  • 15 yıl önce

    hoş geldiniz şiirkolik ailemize sayın Büyük

    güzel paylaşımınız için teşekkür ederiz

    kutluyorumud83eudd20ud83eudd20