İçimdeki Yabancı
............uzun ve dikenli bir yolu ayaklarım kan revan içinde kalıncaya dek yürüdüm..
anlık ve yarım bir soluklanmanın ortasına bağdaş kurup oturdum..
anılar geçmişim apansız çöktüler üzerime.. üzerime..
savruldum kül rengi günlerim ortasına
artık kimliksiz bir zamana kadar
kalabalık caddeler bir damla daha eksik akacak
belki de artık aşık olamayacağım
caddeleri üşümüş bu kaldırımsız öksüz şehirde..........
...insan hep içindeki yabancıyı saklı tutar
geç alışsan da alışıyorsun içindeki mezarlığa
artık adımlarını ezberleyerek atıyorsun buz tutmuş küflü yollarda..
şimdi uzun kerpiçli duvarda asılı kirli bakışlarım...
kollarımı uzatsam anılarıma...
garip bir renge çalıyordu tenim
ağlamaklı çığlıklarımda
boğucu bir ton çalıyordu sesim..
gözlerimse yaşanmamış çocukluğu aramakta
kaybedilenler ve terk edilenler ağlamakta..
şimdi içimdeki yabancı yabancı bana yakın
ben suskun bana uzak......
...ve ilk kez bu gece oturup herşeye birlikte ağladık
içimdeki yabancıyla...
güzeldi ve çok severek okudum..tebrıkler zehra