İğneye İplik Lazım
Ne etsem ne söylesem, nasıl olsa suç benim.
Kılıçtan bile keskin, adalet istiyorum.
Haklı olduğun yerde, ant olsun ki ben senim;
Senin de ben olmana, kefalet istiyorum.
Etraf görünmez oldu, her yanımız toz duman.
İyi kötü yan yana, hıncahınç kompartıman.
Kendi evimiz bile, sanırız ki deplasman.
Kan sömüren dünyada, fazilet istiyorum.
Ayrık otu misali, kök saldı fitne fesat,
Toprak bol sulanınca, bire bin oldu hasat.
Bırak tarlada kalsın, satışa verme ruhsat.
Korku varsa içinde, vekâlet istiyorum.
Asumandan ummana, önce baktık tozpembe,
Sonra gökkuşağında; ağır yük yaptı bombe.
Çarşambayı görünce, belli idi perşembe;
Ahvalimize bakıp, suhulet istiyorum.
Bunca şer yaşanırken, biz uykuda olsaydık.
Sonra düşe cin gelse, hep kâbusla dolsaydık.
Uyanıp endişeyle, saçı başı yolsaydık;
O an "Rüya" diyecek, hayalet istiyorum.
Sömürmeye alışmış, her bir el ayrı cepte.
Cepler değişik nesep, ayrı ayrı meşrepte.
İğneye iplik lazım, bitmez ki bu kelepte.
Maddelere tapmayan, asalet istiyorum.
Maddelere tapmayan, asalet istiyorum...
bırakın insanlarda bunu bulmayı, siz bu sözün özüne uygun davrandığınızda toplum tarafından anlaşılmayan ve yadırganan kişi bile oluyorsunuz... bunu başaran, başarmaya çalışan ile başarmak aklının ucundan bile geçmeyen insanlar arasındaki sayı oranı farkı o derece uçurum..
Filiz Hanım, yorumunuz da muhteşem.
Teşekkürler...
Sevgiler, selamlar...
Beren Hanım, çok teşekkür ediyorum değerli yorumunuza ve görüşünüze.
Sevgiler, selamlar...
Sermin Hanım, ben teşekkür ederim güzel yorumunuza. Var olun.
Saygılar...
Ahmet Bey, bazı nedenlerle uzun zamandır sayfalarıma bakamamıştım. Yorumunuz ve içten düşünceleriniz için çok teşekkür ediyorum.
Saygılar, selamlar...