İki Damla Telaş Salınır Zamana
//Yüreğimdeki kuş uyuya kalmış çok önce,
Oysa uçmalıydı, uçtukça daha yükseğe en yükseğe//
Ağlasam, kuşlar göç eder uzaklara
Gülsem, yağmur yağar gecemden gündüze
Uyusam, ıslak sabahlara geç kalıyorum
Uyansam boşluktayım, gökyüzü dar geliyor
Şaşkın hallerdeyim...
Sisli ve puslu anıların bana dönüklüğünde
Keşkelerin sinmişliği var içimde,
Üzerinden kaç güz, kaç bahar geçti
Geride kalanları yok edemeden,
Kuzeyden esti hep rüzgârlar
Önemli, önemsiz siyahlarıma,
Birikmiş ağlayamadıklarımla,
Göçebe düşlerimin kıyısında sağır,
Bir garip hallerdeyim...
Ay ışığının arkasında mı saklı umutlarım,
Ben mi küstürdüm yıldızları,
Dağ çiçeklerini ben mi uyuttum,
Ben mi tükettim gücümü,
Kangren mi oldu yüreğimdeki sızı,
Yağmur damlalarına sinen koku benim mi?
Yüzüme, yüreğime süzülen bu ağırlık ne,
Bilemiyorum,
Darmadağınık hallerdeyim...
Tersine mi akmalı nehirlerim,
Gök gürültülerim yağmursuz mu olmalı,
Zoraki gülücüklerle mi gülmeliyim,
Dünyada küçücük bir noktayım ben
Ben bu kadarım mı demeliyim,
Öylesine hiç, öylesine sıradan,
Karmakarışık hallerdeyim...
Sırlı sırsız aynalara bakan bu suret,
Dudak kıvrımındaki yılgınlıklarla
Zamanın akıp gitmesine şaşkın
Yorgun, kırılgan, telaşsız,
Soran, sorgulayan
Gözlerimde ki bu yabancı
Ben miyim?
Nasıl da kalabalıkmışım meğer...
Nasıl da
İnsanmışsınız meğer...
Evet,zaman zaman bütün evren
Üzerine devrilecekmiş gibi oluyor insanın,bilirim...
Ruh dünyasının genişliği ve karmaşıklığı ile alakalı herhalde.
Alıp götürdünüz Hatice hanım
Kutlarım.