İkilem

iki delişmen hazan bulutu
iki yorgun yelkenliydik istanbul sularında
ve bizim kadar yorgundu esintimiz

kanunsuz yükler taşıyorduk zulamızda
akşamüstü kızılına dokunuyordu rotamız
üstelik yasaklıydık tüm limanlara

eski iskelenin kırık ayağı gibi
korkak dokunuyorduk dalgalara
su alıyordu vurgun yemiş yanımız
tuz diyordum
ki tuzla kapanmazdı hiçbir yara
susuyordum
bilmem farkında mıydın
silme yutuyorduk zehirli atıkları
dilimizde kırık sevda
iki eskil batığıydık bizans'ın

iki yılgın yelkenliydik
iki yaka arasında
göklerimizden uğurluyorduk demir kanatlı kuşları
üstümüze umut artıkları döküyordu kehanet kutuları
güvercin göğsünden kan sızıyordu derine

yar diyordum
yar koynumuz engerek yuvası
kurgusu bozuk zaman koşar adım giderken önümüzde
hüzün gümrüksüz düşüyordu yüzümüze
inadına istanbul'u anlatıyordu gözlerin
istanbul tepeden tırnağa sen kesilmişken
bir kez daha yenilmek var mıydı yazgımıza
ve yitip gitmek düşlerimizden

oysa
kızıl şal gölgesinde sevişiyordu asi dansımız
endülüs ritminden düşüyorduk memleket türkülerine
iki gizemli saz
iki deniz çakrasında kutsanırken yaşamın rengi
neden susturdun gözlerini


04 eylül 2010

06 Eylül 2010 48 şiiri var.
Beğenenler (12)

Henüz beğenen olmamış...

Yorumlar (11)
  • 14 yıl önce

    Burada hakettiği yere oturmuş. Yürekten kutadım.Selam,saygı...

  • 14 yıl önce

    neden susturdun gözlerini... çok harika.Güne düşen şiirin güzel kalemini kutluyorum.tebrikler,teşekkürler...

  • 14 yıl önce

    Harkulade...Teşekkürler paylaşıma.

  • 14 yıl önce

    her mısrası olduğu yerden memnun ve mutlu,

    kısacası şiir gibi şiir,

    günü aydınlatan şiirin şairine gönülden selam ve saygılar...

  • 14 yıl önce

    kutlarim enkiliyici misra tadinde bir calisma👍👍👍