İlk Işık Doğudan Yükselir / Ve...
/ Bırak ay kollarında üşüsün
Aşk okyanusunda bulunmamış
Yağmur sonrasında hayal olur gökkuşağı
Türküsü tutturulmuş uzaklardan kokan......... /
Bin bir gecenin mavi kristali arkasından seyret...
Üfle kavalını hey azamet
Kentin sokaklarından bıkan muhayyileler
Şadırvan geceye koşuyor ufuklar
Belki de delinin dilinde merakı
Seyyahlar anlatıyor yaşananı
Oryantalizmin ana vatanı yıkılıyor mu?
Tarih dudaklarına vurulan mührü diliyle ıslatıp
Yaprak araları...
Kanıyor!
mu?
Rebabin büyülü namelerinde
Susarken aşkı
Kuşlar terennüm ediyor doğasına notaları...
Vakur ve vefakâr
Hercai ve kaypak
Doğu...
Batının zifaf yatağında
Ziyan olacak...
Tarihte hiç kalınca yarınlar olmayacak!
mı?
Kızılırmak...
İçimizden doğan coşkuyu yaylalarından koparıp
Ruhu...
Dışımıza taşıyıp akıtırken
Deltasında medeniyetlerin
Oluştuğu!
Çocuk sesiydi azgın haykırışları
Ürkek dökülgen zaman ayrımları...
Anadolu'nun en yükseklerine selam verirken
Erciyes
Nemrut geceyi güne ortak kılıp
Deli Dumrul gibi tanrıya baş kaldırmış
Ağrı
Nuh'un izleri zirveye taşıyordu yorgun
Uludağ uzaklığın yakınlığını içinde hissedip
Sustu...
Fırat...
Doymak bilmeyen bilim anlayışını
Akıtırken bilgenin aklına tektonik parçalanmayı yaşıyordu
Çağ aşkına...
Kutup yıldızı parlatıyordu felsefenin üç temel taşını
Tam ortasında
Akıyordu
Har Ra N'a...
Ve Adem ile Hava'nın aşk yuvalarına...
Dicle...
Beli bükülmüş efsunların içine sızan
Bir bakir kız sesi ah taşıyordu kıyılarında
Ve inliyordu azgın sular diz çökmüş
Boyun uzatıyordu suskunluğa
Ocakları rüzgâra zayıf direniş
Kerpiç
Yalamalarda...
Aşiret bezmelerine verilirken bağrı yanık alevi...
Anlamsız iç ürpertişlerim
Nedensiz avuçlarda horlandıkça
İçim geçiyor dışıma...
Yumruklarımı sıksam
Çamur fışkırır
Al toprağa...
Dişlerimi kenetlesem
Mimiklerimi çizsem platolarına
Günler çekiliyor sırtlarına
Şeb-i Yelda yaşanıyor her gece
Doğu'da...
Anadolu'dan düz resim minyatür,
Batı'nın azimli muhteris uç aşkı
Zahmeti koklanmamış bozkırlarda
Bir çobanın yassılanmış sırtına...
Şimdi susun!
Dağlanmış gözlerin çığlığını verin
Zindanlardan çıkıp güneşi görün...
Ya da boş verin!
👍👍👍👍işte bir bulut kara klasiği daha dile gelmiş kaleme yazdırmış kağıtla okunmuş bir klasik olacaksın bak en sonunda👍😙👍😙 hani ölünce kıymete binenlerden neyse ne sen öl nede ben senden vazgecem sevgiyle ve şiirle kalll
Işık doğudan yükselmiş/yükselse yine...Tüm büyük medeniyetler akmış ortadoğu'nun toprağından,Anadolumdan ve ışık olmuş el vermiş batıya.Şairin dediği gibi bir uyanış olmalı artık ataları ilmin ve medeniyetin ilk sahibi olan insanarda.Bir başkaldırı olmalı artık kendilerine zorla giydirilen 'barbar-işe yaramaz' kimliğine ve ders alıp geçmişinden son vermeli gereksiz ölüm akan geleneklerine. Tebriklerim azdır bu destana.
B.kara öncelikle selam duruyorum dizeleriniz önünde ud83eudd20 mükemmel bir sunum güçlü bir anlatım ve sevginin olmazsa olmazını haykıran bir ışık gibi okura çarpan sözler tebriklerimi bıraktım saygıyla beraber
Roman tadında bir şiir, tebrik ediyorum.👑
''Ya da boş verin''...O kadar çok boş veren var ki Sevgili düşmanım!...Gözleri zindandakilerden daha çok kapalı güneşe...Ve güneşi karartmak bütün çabaları...
Bu kadar boş veren varken ben boş vermeyeceğim..İnadına bakacağım güneşe...
Çok güzeldi şiir...Kutlarım..Selam ve Sevgimle...