İstanbul Sövgüsü
Aklıma ilk gelen korna sesi,
Ve vucudumu terleten şu güneş!
Sırtımda,
Az önceki ak saçlının lafları.
Çamura battı ayaklarım,
Yolum Beyoğlu!
Durağım sen olmamalısın.
Taksim boyu yürümeliyim.
Ağzımda kuruluk,
Su satıyor bir genç,
Su buz,
-Bardağı elli kuruş!
Ver bakalım çocuk,
Ciğerlerimiz bayram etsin.
Bir bank boyu güvercin pisliği,
Kafama attıkları cabası!
Şanslıyım diyemem bu gün,
Bir güvercine bağlayamam son paramı!
İstanbul aptal trafiği bu gün
Kafamı sallasam araba yığını!
SultanAhmet dilencisi var önümde
-Abi atasın bir ekmek parası,
Ulan cebimde bir lira var,
Sen var bana, bir cigara parası!
Kaybol!...
Gün anlamsız, gün boş
Olağanüstü olan vapurlar,
Hepsi ip gibi mübarek,
Yolcu yok! ben bile yok..
Tıkandım, yokuş yollar
Ayağım takıldı taşlara,
Kaza kaza bitiremediniz lan!
Söve söve gidiyorum evime...
Ve başlıyor yine yanlızlık!
Koyver gitsin asi!
Açılan kapılar surata kapansın,
Tükür bu sokağa,
Ve gir içeri,
Sal kendini yanlızlığa...
Cepte kaldı yine bir lira,
Resmim asılı rutubetli duvarda,
Islanmış, küf tutmuş anılar adına,
Devam yanzlığa...
Uğur Zengin
Nicelerimize.. saygılar hocam..
Doğurup doğurup salın İstanbul'a. Nasıl olsa İstanbul paklar sizi!.. En az üç tane; ama en az üç tane... Ulan İstanbul'un içine ettiniz, Allah canınızı alsın. Kutluyorum. Nicelerine...
Baş tacı yorumlarınız ile sağ olun onore ettiniz. asi olan satırlarımız kimi zaman içtenliğimiz.. bil mukabele saygıyla;
asi..
ilk defa okuyorum sizi, siire beni ugratan istanbul basligi oldu,harika bir anlatimla karsilastim...icten,biraz serseri bir siir... ama siir...👍👍👍
tebrikler..çok içten anlatılmış ...👍👍👍